Sanatın, sivil toplum eliyle geniş kitlelere ulaştırılması ve meselelerin geniş çaplı ele alınması gereken zamanlardayız. Herkes üzerine düşeni yapsa sorun kalmayacak fekat durumunuz malum…

Sivil toplumun sanatsal faaliyetlerinin en yoğun ve güzel örneklerinden birini geride bıraktık. Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi, 9’uncusu düzenlenen ve Edebiyat Mevsimi’nin temasını sinema olarak belirledi. Bir hafta boyunca edebiyat ile sinema ilişkisi, sinemanın sorunları ve imkanları geniş çerçevede ele alındı. Çok sayıda oturumda onlarca misafir fikirlerini beyan etti. Gençlere özellikle yer ayrıldı. Hem kendilerini ifade etmeleri sağlandı, hem de gençlerin bakış açılarını anlamamız için fırsat verildi.

Sanat dallarının birbirini beslemesinden, olmazsa olmazlarına kadar birçok farklı görüş ifade edildi.

Festivalin onur konuğu yönetmen Semih Kaplanoğlu idi. Son filmi “Buğday” uzun uzadıya konuşuldu. Kaplanoğlu, kendisine takdim edilen onur ödülünü 15 Temmuz şehitlerine adadı. Kendisini bir kez daha, yeniden ve yeniden sevdik.

Edebiyat Mevsimi’nde (festival de dendi) bu yıl çok mühim bir isim daha ödüllendirildi. Ömrünü sinema yazarlığına ve teorisine adayan İhsan Kabil’e de hizmet ödülü verildi. Sinema camiamızın nahif sineması İhsan Kabil’in unutulmamış olması da takdire şayan idi.

Takdir ve teşvik beratları da ihmal edilmedi. Bedir Acar, Seyid Çolak, Eda Tezcan, Yeşim Tonbaz ve Ensar Altay’a başarılı çalışmaları sebebiyle takdir beratı sunuldu. Henüz 17 yaşında olmasına rağmen kısa film alanında yıldızı parlayan Yiğit Ege Yazar’a ise teşvik beratı verildi.

Dolu dolu geçen bir haftanın sonunda tadı damağımızda kalan bir organizasyonun tamamlandığını fark ettik. Edebiyat ile sinemanın bir arada ele alındığı bu denli geniş kapsamlı organizasyon ilk defa düzenlendi. Benzerlerinin çoğalarak devam etmesini temenni ediyorum. Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı başta olmak üzere ekibini ve TYB ailesini de kutluyorum.

BUĞDAY’A NEFES VERENLER

Bir başka mesele…

Sinemamızdaki dağıtım sorunu malum. Aşılması için yapılması gerekenleri defaatle yazdık. Aynı şeyleri tekrar etmeyeceğim. Aksine, yine sivil toplumun yapması gerekenlere güzel bir örnek vereceğim.

Semih Kaplanoğlu geçtiğimiz günlerde İbn Haldun Üniversitesi Sinema Kulübü öğrencileriyle buluştu. Sohbet etti. Buraya kadar her şey normal. Fekat sohbetten önce film izlendi. Hem de bir sinema salonunun o seansı kapatıldı. Biletini alarak izledi herkes. Sonrasında da sıcağı sıcağına üzerine konuşuldu.

Bu örneklik üzerinden özellikle Anadolu’da benzer faaliyetler düzenlenebilir. Filmin şu an gösterimde olmadığı ve yakın zamanda da gösterimden kalkacağı şehirlerdeki üniversiteler, gençlik örgütleri, dernek ve vakıfların organizasyonuyla Buğday filmi geniş kitlelere ulaştırılabilir. Semih Kaplanoğlu da bu fikre açık. Çağrılan hiçbir yere üşenmeden gidiyor.

İbn Haldun Üniversitesi gençlerini ve yöneticilerini tebrik ediyorum. Gayet basit ve etkili bir yöntemle birçok soruna çözüm bulunabiliyor. Diğer üniversiteler de benzeri faaliyetleri ihmal etmemeli.