Uzun süre tek parti diktatörlüğünün konforuna alışan ve kurucu parti sıfatıyla kendini devletin sahibi görmeye başlayanların âdetidir, demokrasiyi ve halkın özgür iradesini bir türlü kabullenememek.

Devletin tüm kurumlarına kendi adamları ve görüşü hâkimdir.

Demokrasiye inandıklarını söyleseler dahi demokrasinin en önemli kurallarından olan iktidarın sandık yoluyla el değişmesini hazmedemezler.

Halk iradesine darbe yaparlar, komplo kurarlar.

İşgal altındaki Filistin’de, daha doğrusu Filistin Yönetimi’nin kontrolündeki Batı Yaka’da da durum aynen böyle.

Başta güvenlik birimleri olmak üzere resmi kurumların tamamı Fetih’in kontrolünde ve Fetih bu imtiyazlı durumunu ne pahasına olursa olsun kaybetmek istemiyor.

Hamas 2006’da seçimi kazanıp Filistin Parlamentosu’nda çoğunluğu elde edince Fetih’in ilk yaptığı, halkın iradesine saygı duyup yenilgiyi kabul etmek yerine görevi biten ve Fetih milletvekillerinin çoğunlukta olduğu parlamentonun son oturumunda hükümete ait birçok yetkiyi Filistin Yönetimi Başkanı ve Fetih lideri Mahmut Abbas’a devretmek oldu.

Yani Hamas iktidarda olsa da muktedir olamayacaktı.

Daha sonra da Muhammed Dahlan ve adamlarının Gazze Şeridi’nden kovulmalarını bahane ederek Batı Yaka’da paralel bir hükümet kurdu ve parlamentonun kapısına kilit vurdu.

2006’da seçim sonuçlarını hazmedemeyerek halk iradesine darbe yapan Fetih, on yıl sonra bu kez çareyi tamamen sandıktan kaçmakta buldu.

Fetih yanlısı Rami El Hamdallah başkanlığındaki hükümet, 8 Ekim’de Batı Yaka ve Gazze Şeridi’nde yerel seçimlerin yapılması kararı almıştı.

Çünkü Fetih, Hamas’ın yerel seçimleri boykot edeceğini ve dolayısıyla kendi çalıp kendi oynayacağını düşünüyordu.

Yerel seçimler, uzun süredir yapılamayan parlamento ve başkanlık seçimleri için de gösterge teşkil edecek, stratejisini seçim sonuçlarına göre belirleyecekti.

Fakat Hamas’ın yerel seçimlere katılma kararı alması planları altüst etti.

O andan itibaren Fetih liderlerinden seçimlerin ertelenmesi gerektiğine dair açıklamalar gelmeye başladı.

Geçenlerde bu köşede “Fetih seçimden kaçacak mı?” başlığıyla yayınlanan yazımda Fetih içindeki kavgalara ve seçimlerin ertelenmesini talep eden açıklamalara işaret etmiş, şöyle demiştim:

“Hamas, belediye seçimlerinin belirlenen tarihte yapılmasında ısrar ederken Fetih’ten ise her an sandıktan kaçacakmış izlenimi veren açıklamalar geliyor.

8 Ekim’e daha çok var.

O zamana kadar seçimlerin ertelenmesi yönünde sürpriz bir karar çıkıp çıkmayacağı merakla bekleniyor.”

O sürpriz karar önceki gün çıktı.

Ramallah’taki Yüksek Adalet Mahkemesi yerel seçimleri erteledi.

Merkez Seçim Kurulu da karara uyacağını açıkladı.

Süresi belli olmayan erteleme kararının görünürdeki gerekçesi, Doğu Kudüs’ün seçimlere dahil edilmemesine ve Gazze Şeridi’nde Fetih’e ait bazı aday listelerinin mahkemelerce verilen kararlar doğrultusunda reddedilmesine yapılan itirazların karara bağlanması için zamana ihtiyaç olması.

Gerçek neden ise bambaşka.

Erteleme kararının, yerel seçimlerde yenilgiye uğrayacağını anlayan Fetih’in baskıları üzerine alındığını Filistin’deki gelişmeleri yakından takip eden herkes biliyor.

Yüksek Adalet Mahkemesi’nin siyasi kararının ardından Hamas, yerel seçimlerin önceden belirlenen tarihte yapılmasını talep ederek Merkez Seçim Kurulu’na baskılara boyun eğmemesi çağrısında bulundu.

Fakat Merkez Seçim Kurulu’nun bu karara rağmen seçimleri düzenlemesi mümkün değil.

Yani Filistin’de 2005’ten bu yana yapılamayan yerel seçimlerin bir daha ne zaman yapılacağını Allah bilir…