Filistin direnişinin 7 Ekim 2023’te İzzeddin el-Kassam Tugayları öncülüğünde gerçekleştirdiği Aksa Tufanı Operasyonu’yla büyük darbe yiyen İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne açtığı savaşta henüz hedeflerine ulaşamadı.

Filistin direnişinin elindeki İsrailli esirlerin bir kısmını ancak esir takasıyla kurtarabildi.

Kara operasyonlarında da ciddi kayıplar verdi.

İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki nihai hedefiyle ilgili belirsizlik söz konusu.

Netanyahu hükümeti Gazze Şeridi sakinlerini başka ülkelere göndermek istiyor ancak yüz binlerce kişiyi kabul edecek bir ülke yok.

Filistinliler de zaten topraklarını bırakıp gitme niyetinde değiller.

Doha’da yürütülen dolaylı müzakerelerde Hamas, savaşın sona erdirilmesinde ve işgal güçlerinin Gazze Şeridi’nden çekilmesinde ısrar ediyor.

Fakat İsrail bu koşulu “7 Ekim 2023 öncesine dönmek” olarak görüyor ve Hamas’ın kısa sürede yaralarını sararak Gazze Şeridi’nde hâkimiyetini sürdüreceğini, dolayısıyla ileride Aksa Tufanı Operasyonu’ndan daha ağır bir travmayla karşı karşıya kalacağını düşünüyor.

Müzakereler de işte tam bu noktada kilitleniyor.

İsrail ordusunun hâlihazırda uyguladığı plan Gazze Şeridi’nin güneyinin, kuzeyinin ve doğusunun yeniden işgal edileceğini, iki milyonu aşkın insanın batıda sahil şeridine hapsedileceğini gösteriyor.

Gazze Şeridi’nde Batı Şeria’daki gibi “güvenlik koordinasyonu” adı altında direniş güçlerine karşı iş birliği yapacağı birilerini arayan İsrail, aradığını Ebu Şebab grubunda bulmuş gibi.

İzzeddin el-Kassam Tugayları, bir yandan işgal güçleriyle savaşırken diğer yandan “milis gücü” olarak nitelediği ve Gazze Şeridi’ne giren yardımları yağmalamakla suçladığı grubun üyelerine operasyon düzenliyor.

Ancak İsrail ve bazı Arap rejimleri tarafından desteklenen grupla girilecek silahlı mücadele, Gazze Şeridi’nde onca sıkıntının arasında bir de Filistin toplumunda kapanması zor yaralar açacak iç savaş kâbusunun ortaya çıkması anlamına geliyor.

Çünkü grup üyeleri Gazze Şeridi’ne dışarıdan gelmiş insanlar değiller.

Aileleri ve aşiretleri var.

Grup lideri Yasir Ebu Şebab’ın Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Dini İşler Danışmanı ve Filistin Başkadısı Mahmud el-Hebbaş ile iletişim halinde olduğu belirtiliyor.

Sosyal işler, tarım, vakıflar ve dini işler bakanlıkları da yapan ve Batı Şeria’da yaşayan Mahmud el-Hebbaş, aslen Gazze Şeridi’ndeki en-Nuseyrat Kampı’ndan.

Hamas bugüne kadar Batı Şeria’daki liderleri ve üyeleri ne kadar baskıya ve zulme uğrarsa uğrasın, Fetih üyelerini ve Abbas’a bağlı güvenlik görevlilerini -direnişçilere karşı işgal güçleriyle iş birliği yaptıkları halde- hedef almamıştı.

İşgale karşı mücadelenin “Filistinliler arası çatışmaya” dönmesinden ısrarla kaçınmıştı.

Muhammed Dahlan ve adamları Gazze Şeridi’nden kovulurken bu ilke kısa süreliğine askıya alındı.

İzzeddin el-Kassam Tugayları bir kez daha “silahını Filistinlilere doğrultmak” zorunda kalabilir.

Dahlan ve çetesi Gazze Şeridi’nden kovulurken el-Kassam Tugayları işgal ordusuyla savaş halinde değildi.

Gazze Şeridi sakinleri bombardıman altında açlıkla boğuşmuyordu.

Operasyon birkaç günde sona erdi ve çatışmalar iç savaşa dönüşmedi.

Maalesef şimdi koşullar 2007 yazından daha kötü ve Filistin direnişinin işi daha zor.