Hemen hemen her gün bir yerde okumayalım. Cep telefonumuzda, gazetede... Ya da akşam eve gittiğimizde televizyonda. Peki neden, diye soruyoruz hep. Bunlardan bazıları da bulunduğu yerde, evinde, iş yerinde bir katliam yapıyor, birkaç kişiyi öldürüyor ve ardından intihar ediyor.

Geçenlerde internette gezinirken okumuştum. 

İntiharların birçok nedeninin olduğuna dikkati çeken Psikolog Nurşen Karakoç, manevi anlamda zayıf olan insanların intihara daha çok meylettiklerine işaret etti.

İntihar eden kişinin intihar etmesine götüren nedenin çaresizlik duygusu olduğuna değinen Karakoç, şunları söyledi:

“Çaresizlik duygusunun pik yaptığı anda, kişi ‘tutunacak dalım kalmadı’ dediği anda ve yaşamı anlamsız bulduğu anda intihar ediyor. Bu çaresizlik duygusunu onda büyüten neden, yaşadığı olaylar oluyor genelde. Çevresinde bulunanların, kişide intihar etme riski gözlemlediğinde hemen psikiyatriste götürmesi gerekiyor. Psikologlar doktor olmadıkları için ilaç yazamazlar, tıbbi bir müdahalede bulunamazlar, sadece konuşarak psikolojik destek verebilirler. Ama psikiyatristler hekim oldukları için bunlar acil müdahalede bulunabiliyorlar. İlaç vererek kişinin biyolojisine etki ederek, hormonlarını düzenleyerek intihar riskini azaltabiliyor. Eğer götürülen psikiyatrist özel bir psikiyatrist ise ve terapi de yapıyorsa hem ilaç hem terapi kısmını o psikiyatrist yapabilir ve takip edebilir. Maddi durumları iyi değilse de devlet hastanesinde mutlaka bu hizmeti alması gerekiyor.”
 
“Sosyal medya ve televizyon programları kişiyi intihara sürükleyebiliyor”

İntihar vakalarının hem dünyada hem de ülkemizde gittikçe arttığını hatırlatan Karakoç, “Bunun genel nedenlerine baktığımızda sosyal medya, yazılı ve görsel medyanın bunda etkili olduğunu düşünüyorum. Çünkü insanlar sosyal medyada ve televizyonda sürekli cafcaflı bir hayat görüyor. Bunu gören insanlar maddi anlamda çok kötü durumda olduklarını düşünüyor. Çünkü sosyal medyada hep evi olan, arabası olan, eğlenen, maddi anlamda çok rahat olan insanlar görüyor ve kendini çok çaresiz hissediyor. Yaşanılamayacak bir hayatın içinde olduğunu düşünüyor ve canına kıyabiliyor." dedi.

"Yapılan intihar haberleri, insanları intihara teşvik ediyor”

İntihar haberi yayıldığında, intihar etmeyi çok az düşünen insanların artık daha fazla düşünebildiğine dikkati çeken Karakoç, “İntihar eden kişinin hangi detaylarla intihar ettiğini öğrendiğinde, ki basında bu verilebiliyor maalesef... Bu detayları öğrenince o da bunu düşünebiliyor. ‘Bu denemiş başarmış, ben de denersem ölebilirim’ diye düşünüp intihar edebiliyor. Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürme meselesi gibi oluyor. Yapılan intihar haberlerinde detayların verilmemesi gerekiyor. Sadece bir kişi canına kıydı denilmesi yeterlidir. İntihar eden kişinin fotoğrafı, arkasında bıraktığı mektubunun, ölmeden önceki son videonun paylaşılmaması gerekiyor. Bunların hepsi intiharı artırabiliyor. Açık alanda intihar eden kişinin videoları telefonlarla çekiliyor, bu videolar daha sonra silinmiyor, eve getirilen videoları çocuklar izliyor. Aslında en büyük risk budur.” açıklamasını yaptı.

Teknolojiyle gelen yenilikler maalesef insanlarımızın yalnızlaşmasına neden oldu. İnsanlar birbirleriyle konuşmuyor, arkadaşlık kurmuyor, muhabbet etmiyor. Bu çocukluk yaşlardan itibaren başladığında çocuklar ve gençler asosyal yetişiyor. İleride bu gençler ebeveyn olduklarında komşularıyla çevreleriyle ilgişki kurmakta zorlanıyorlar. Bir de bunların yanında ütopik hayaller eklenince insanların hata yapmaları kolaylaşıyor. Bu hayaller gerçekleşmeyince büyük yıkım oluyor. 

Eskiden okullarda sadece öğretim verilmezdi. Öğretmenler aynı zamanda eğitmendi. Çocukları hem öğretirlerdi, hem eğitirlerdi. Okullardaki eğitim ve öğretim evde de vardı, sokakta da, mahallede de. İnsanlar birbirlerini tanır, güvenirlerdi.1980’li ve 90’lı yılların özlemini insanlar bu yüzden duyuyor. 

Eğitim ailede başlar. Çocuklar sağlam ailede aldığı eğitimi okullarda pekiştirir. Eğer aile zayıfsa çocuklar okullarda bocalar. Çocuklar ailelerin aynasıdır. 

Allah çocuklarımızı hayat boyunca doğru yolda gidenlerden eylesin…