Kısa film, ihmal edilmeyecek derecede mühim. Türün ismindeki ‘kısa’ ifadesine aldanmamak gerek. Uzun metraja açılan kapı olmasının çok ötesinde bir öneme haiz. Hatta uzunluğuna bakmadan kendi başına değerlendirilmesi gereken bir sinema yönteminden bahsediyoruz.

Söz konusu yöntem olunca damarıma basmış oluyorsunuz. Sinemamızın can damarlarından…

Kısa filmi kendi başına değerlendirelim, lütfen.

Daha önce bu sayfada kısa filmcilere seslenmiş ve naçizane tavsiyelerde bulunmuştum.

Gün geçmiyor ki izlediğimiz kısa filmlerde aynı dertlerle dertlenmeyelim.

Hal böyle olunca tavsiye listesini güncelleyip yeniden paylaşma gereği duydum.

Faydamız olursa ne ala…

Şöyle diyelim…

Film, fikir ile başlar. Kısa filmi farklı kılan fikirdir. Yöntemi belirleyen de fikirdir. Fikrinize sadık kalın. Yani yönteminize…

Ön hazırlık, fikrinizin sağlıklı şekilde hayata geçmesi açısından çok mühim. Lütfen ön hazırlık sürecine vakit ayırın. Pay etmek gerekirse bütün sürecin en az yüzde 60’ı ön hazırlığa ayrılsın.

Teknik ekip ve ekipmanı bahane etmeyin. Cep telefonunuz varsa, bahaneniz yok. Önce telefon ile çekin, teknik olarak kötü ama nitelik olarak güzel iş çıksın. Sonrasında üst düzey ekipman edinirsiniz.

Teknik ekip ve ekipmana kolay ulaşabiliyor olmak kimseyi usta yapmaz. Ustalık, ‘nasıl’ sorusuna verilen cevaptadır. Eldeki malzemeleri nasıl kullandığınız sizi diğerlerinden ayıracaktır. Cihaz sizi değil, siz cihazı kullanın.

‘Nasıl’ sorusu, yönteminiz ve işleyişinizle alakalıdır. Film dilinizi, bu soruya verdiğiniz cevaplar belirler.

‘Nasıl’ sorusuna cevap verilecek başlıca alanlar;

Sinematografiyi nasıl kullandın? (En başta kemarayı…)

Senaryoyu nasıl kurguladın?

Oyunculuğu nasıl kullandın?

Kurgu dilin nasıl?

Işık düzeni ve tercihlerini nasıl kullandın?

Ne yaptığınız elbette hayati derecede mühim. Ancak sizi diğer binlerce kısa filmden ayıracak olan ‘nasıl’ sorusunun cevabı olacaktır.

Allah aşkına teknik imkân fetişisti olmayın.

Olur olmaz drone kullanmayın.

Tekrar ediyorum: Zaruri olmadıkça drone kullanmayın!

Nuri Bilge Ceylan’a benzeyeceğim diye alakasız uzun planlar kasmayın.

Tarantino olacağım diye manasız, film dilinizi ve niteliğini zedeleyecek artistliklere gitmeyin.

Osmo ya da ronin kullanmanın dayanılmaz hafifliği ile sinematografinizi alt üst etmeyin.

Kan, silah ya da küfrü bolca kullanmak size bir şey kazandırmaz (kırmızı çizginiz olsun).

Bolca ışık sahibi olabilmeniz, filminizde anlamsız bir aydınlık yaratmanızı gerektirmez. Her şey kıvamında olmalı. Doğal ışığa yakın çalışın. Televizyona iş yapmıyorsunuz, ışıl ışıl olmak zorunda değil. Mühim olan duygu.

Teknik imkânlar artık ışık kullanım ihtiyacını en aşağı seviyeye indirdi. Kameranızı belli seviyenin üzerinde sağlayabilirseniz ışık kullanmayın. Işık kullanmamak ya da en az seviyede kullanmak için hazırlığınızı iyi yapın.