Her ölüm erkendir lakin en verimli çağında ebedi âleme göçenler can yarası bırakıp giderler. Yunus Emre böylesi vedalar için “Göğ ekini biçmiş gibi” tabirini kullanır. Mevlana İdris’in vefatı hepimize bu duyguları bir kez daha yaşattı. Nitekim son aylarda dünyasını değiştiren isimlere bir değerli isim daha eklendi.

Mevlana İdris’i henüz lise yıllarında “Mavi Kuş” dergisi aracılığıyla tanıdım. Fatih’te küçük dergi ofisinde dünyalara sığmayan bir heyecanla hazırlanan derginin kadrosunda Mevlana İdris de vardı. 1995-1996 yıllarında yayınlanan Mavi Kuş dergisi çocuk edebiyatında bir ilk olmanın yanı sıra tüm algıları değiştiren dönüm noktası da kabul edilebilir. Diyebilirim ki bu dergiyi çocuklar kadar yetişkinler de takip ediyordu. Muhteşem kapak tasarımları, her sayıda işlenen temalar ve birbirinden eğlenceli sayfalar… H. Salih Zengin, Mevlana İdris, Yusuf Çağlar, Dağıstan Çetinkaya, Erol Erdoğan, Aysel Berk, Süleyman Karaoğlu, Ali Fuat, Ali Burhan, Ersin Şahin gibi pek çok isim dergide yer alıyordu.

“Gerçeğe hayal edebildiğiniz kadar yaklaşabilirsiniz… Ve zaten gerçekler, hayallerin katı halleridir.” diyen Mevlana İdris için “hayal avcısı” tabirini kullanabiliriz. Onun yürüyen bedeni buzdağının görünen yüzüdür. Asıl kısmı içindedir, çok derinlerde. İşte bu derinliği bizler eserlerinde görebiliriz. Bu sebeple diyebilirim ki Mevlana İdris’i hakkıyla tanıyanlar onun eserleriyle şenlenmiş çocuklardır. Çünkü o, zamana inat çocuk kalmak isteyen sıra dışı bir insandı.

Mevlana İdris’in çocuklar için kurduğu evren hayal dünyasının zenginliğini yansıtır. Bunu yaparken çocuklara bir şeyler öğretme kaygısı gütmez. Tam aksine çocuklardan çok şey öğrendiğini ve bu sayede hayallerini tahkim ettiğini vurgular. Onun için çocuk göklerden gelip aramıza, bu ‘cehenneme’ düşendir. Büyük olmayandır, yalanla ve dünyayla kirlenmemiş olandır, şaşırandır, saf olandır, yamulmamış, içine dünyanın hâlleri kaçmamış, henüz bizim eğri cetvellerimizle biçimlenmemiş olandır. Kendi gerçekliğiyle uyum içinde olan, bize biraz da ‘acıyarak’ bakandır, görendir.

“Mizahsız bir hayatı -hele çocuklar için- çekilmez buluyorum. Neye güldüğünüz çok ilginç bir göstergedir. Daima söylerim, biraz sıra dışı mentale aşina çocuklar için yazıyorum.” diyen Mevlana İdris için “çocuk edebiyatı” ciddi bir iştir. Zannedilenin aksine çocuklar için yazmak büyük zorluklar içerir. Çocuklara tepeden bakan, onlara sürekli bir şeyler öğretmeye çalışan, parmak sallayan yaklaşımlar Mevlana İdris’in eleştirilerinin temelini oluşturur. Yazdığı eserler çocuklar için edebiyatın nasıl ele alınması gerektiğini ortaya koyan örneklerdir.

İdris, kendi yazın anlayışını şöyle özetler: “Normal olacak kadar anormal değilim. Çocuklar için normali tekrarlamayı anlamsız buluyorum. Kaldı ki çocukları, büyüklerin dünyasına ait normallerden biri olarak hiç düşünmüyorum. Sıra dışı bir varlık olan çocuğa sıradan bir anlatı sunmak iyi bir şey değil. Dolayısıyla masallarımda da, çocuklar için yazdığım şiirlerimde de gerçeğin, ‘normalin’, ezberin biraz dışında bir şey söylemek istiyorum… Yazarken çocuklara bir şey öğretmeye değil, onlardan bir şey öğrenmeye ve onlara ulaşmaya çalışan biri olarak yazıyorum. Elbette aşırı hayaller içinden ama aynı zamanda fazla katı gerçeklikler içinden yazıyorum. Çok temel bir şey var dünyada: İyi ve kötü, güzel ve çirkin, değerli ve değersiz... Bunların merkezde olduğu bir anlam dünyasında masal, şiir, deneme aracılığıyla dolaşıyorum, hepsi bu.”

Mevlana İdris’in yazarlık yaşamında tıpkı kendisi gibi erken yaşta vefat eden ağabeyi M. Ali Zengin (Nedim Ali)’in büyük etkisi vardır. Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesinde yayınlanan İkindi Yazıları (23 Nisan 1985-Ekim 1994) ağabeyi Nedim Ali tarafından hazırlanmış ve bu dergide Mevlana İdris’in de eserleri yer almıştır.

İdris tüm yaşamında çocukları gözlemleyerek, onlarla sevgi temelinde iletişime geçerek kendi merhamet ülkesini kurmuştur. Şu cümleler bu merhametin çerçevesini net şekilde ortaya koyar: “Şu an yaşadığımız dünyada -abartmadan söylüyorum- yüz milyonlarca çocuk muhtelif sebeplerle ölüm tehdidiyle yüz yüze yaşarken ve her dakika ölürken, bunu sonlandırma imkânı olup da sonlandırmak için bir şey yapmayan bir dünyanın içinde aslında elimi nereye koyacağımı bilemiyorum… Her doğan çocuk, bizim hiç bilmediğimiz armağan ve melekelerle geliyor dünyaya. Ve kim bilir şu anda nerelerde kimler hangi güneşlerle uyuyor kafasında. Ümitliyim. Dünyanın neresinde kim çocuklar için ne yazıyorsa, bu bütün çocuklar için yazılıyor.”

Kısacası Mevlana İdris’i tanımak ve anlamak istiyorsanız onun çocuklar için yazdığı 50’yi aşkın esere bakmalısınız. Sayfaları araladığınızda dikkatle bakın, hakiki Mevlana İdris tebessüm ederek size el sallıyor olacaktır. Mekânı cennet, makamı âli olsun.