Türkiye ve nüfuz ettiği diğer bütün coğrafyaların kaderini belirleyecek, Washington Post’un “2023 yılının en önemli seçimleri” olarak nitelediği seçimlere haftalar kalmışken cumhurbaşkanı adayları da son kozlarını kullanıyor. Bu süreçte Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliğine dair videosu çok konuşulurken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da seçmenlere her gün yeni bir müjdeli haber açıklıyor.

Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye birçok alanda tarihi atılımlarda bulunarak dünya sahnesinde bambaşka bir yer kazandı. Seçim arifesinde de Türkiye, dünya gündeminde kendinden bahsettirmeye devam ediyor.

Biliyorsunuz ki geçtiğimiz ay ilk yerli elektrikli otomobil Togg tüketiciyle buluştu. Togg'un satışa başlayacağı ilk modeli T10X için ön sipariş süreci 16 Mart itibarıyla başladı. Togg’un tanıtımı dünya basınında da geniş yer kapladı. Örneğin otomotiv sektörü üzerine uzmanlaşmış L’Argus adlı Fransız dergisinde, Togg’un Batı Avrupa’ya 2024’te giriş yapmasının planlandığı ve T10X modelinin Wolkswagen ID.4 ve Peugeot e-3008’e rakip olacağı yazıyor.

Türkiye’nin son yıllardaki başarıları tabii ki otomotiv sektörü ile sınırlı değil. Türkiye'nin enerji alanında dışa bağımlılığı, enerjinin hala en önemli ithalat kalemimiz olmasına sebep oluyor. Ancak uzun zamandır enerji alanındaki dışa bağımlılığımızı azaltma noktasında önemli ve cesur adımlar atıldı. Avrupa Birliği’nin bütün yaptırım tehdidi ve itirazlarına rağmen Doğu Akdeniz’de olduğu kadar Karadeniz’de de devam eden sondaj faaliyetleri, Türkiye’nin yeşil enerjiye geçiş için yaptığı önemli yatırımlar, ülkenin enerji hub’ı olma projesi, ülkemizi enerji alanında da önemli bir konuma taşıdı.

Geçtiğimiz hafta, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filyos'ta Karadeniz doğal gazının karaya ulaşması töreninde, vatandaşların evlerindeki mutfaklarında ve sıcak su tüketiminde kullandıkları doğal gazın bir yıl süreyle ücretsiz verileceğinin müjdesini verdi.

Bütün bunlar haricinde, Türkiye’nin dünya sahnesinde atağa geçtiği en önemli sektör kuşkusuz savunma sektörü. Ülkemiz, Türkiye Yüzyılı vizyonu kapsamında, savunma sanayii alanında kendi öz kaynaklarına dayanan, yerli ve milli teknolojiler geliştirme konusunda önemli bir kararlılık sergiliyor. Bu doğrultuda Türkiye'nin savunma sanayii, son yıllarda büyük bir gelişme kaydetti. Türkiye, milli savunma sanayii ürünlerinin üretimi, tasarımı ve geliştirilmesi konusunda önemli adımlar attı. Ülke, artık hava savunma sistemleri, savaş gemileri, insansız hava araçları, helikopterler, tanklar ve piyade silahları gibi birçok savunma ekipmanını üretip hatta dünya genelinde birçok ülkeye ihracını gerçekleştirebiliyor.

Son haftalarda vatandaşlarımız bu alanda da birçok yeni başarıya şahit oldu. Dünyanın ilk SİHA gemisi TCG Anadolu'nun tanıtımı ve ziyarete açılması sadece Türkiye'de değil bütün dünyada büyük yankı buldu. Benzer şekilde, Türkiye’nin ilk jet motorlu eğitim ve hafif taarruz uçağı Hürjet de 25 Nisan'da ilk uçuşunu gerçekleştirerek dünya basınında çok konuşuldu. Son olarak, geçtiğimiz günlerde, Yeni Altay Tankı'nın testleri için TSK'ye Teslimi Töreni'nde açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 yıl gibi çok kısa bir sürede savunma sanayinde yüzde 80’leri bulan dışa bağımlılığının yüzde 20’ler seviyesine düşürüldüğünün altını çizdi.

Otomotiv, enerji ve savunma sanayi sektörlerinde atağa geçen Türkiye, çıtayı daha da yükseklere koyup uzaya da açılmaya kararlı. Geçtiğimiz haftalarda, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, hedeflerinin “uzay teknolojilerinde öncü ülkelerden biri olmak ve TSK'yi askeri uzay gücü haline getirmek” olduğunu açıkladı.

Peki hükümet, seçim arifesinde Türkiye’nin geleceğini tümden değiştirebilecek türden bu kadar müjde verirken muhalefet kanadında da aynı vizyon ve proje vaatlerini görebiliyor muyuz? Benim gözlemlerime göre, bunun cevabı hayır. Hatta karşımızda Kanal İstanbul gibi stratejik bir projeyi bile durdurmak isteyen bir muhalefet var.

İşte bu nedenle 14 Mayıs seçimlerinin sonucu, sadece seçmenlerin hayatında değil doğrudan ülkenin geleceği üzerinde kaçınılmaz etkiler yaratacak. Oyunuzu verirken lütfen bunları düşünmeyi ihmal etmeyin.