Suriye’nin güneydoğusunda yer alan ve Dürzi mezhebi üyelerinin çoğunlukta olduğu Suveyda ilinde ay ortasında alevlenen rejim karşıtı protestolar hız kesmeden devam ediyor.

Suveyda’daki gösterilerin sebebi; kötü yaşam koşulları, hayat pahalılığı ve rejimin akaryakıta zam kararı.

Diğer bir ifadeyle, Kerame Meydanı’nda toplanan protestocular, Beşşar Esed’in istifasını isteseler ve “Ey İdlib! Ölüme kadar sizinleyiz” sloganı atsalar da gösterilerin tam anlamıyla devrime destek olduğu söylenemez.

Şayet öyle olsaydı rejim güçleri ve müttefikleri halkı boğazlarken ve varil bombalarıyla katliam yaparken sessiz kalmazlardı.

Dürziler, Nusayriler kadar olmasa da Suriye’deki ayrıcalıklı azınlıklardan.

Lübnan’da bir kısmı Suriye rejimi yanlısı ve diğer bir kısmı ise karşıtı olmak üzere bölünmüş haldeler.

İsrail’de ise Arap olmalarına rağmen korunup kollanan Dürziler işgal ordusunda asker olarak dahi görev yapabiliyorlar.

Dürzilerin Beşşar Esed liderliğindeki rejimi hedef alan gösterilerde devrimcilerin benimsedikleri bayrak yerine daha çok kendilerini temsil eden bayrağı kullanmaları dikkat çekici.

Suriye’nin o bölgesinde 1921’den 1936’ya kadar Fransız işgali altında hüküm süren özerk bir Dürzi vardı ve Suveyda kenti Cebelu’d-Dürûz (Dürzi Dağı) Devleti’nin başkentiydi.

Dolayısıyla protesto gösterilerinin rejimle birlikte Suriye’nin toprak bütünlüğünü de hedeflediği yorumları yapılıyor.

Ayrıca gösterilere Dürzi din adamlarının katılması, protestoların Dürzi toplumunun ortak tavrı olduğuna işaret ediyor.

Geçmişte Dürzilerin bir kısmı Osmanlı Devleti’nden yana olmuş, Fransızlara karşı Suriye’nin bağımsızlığı için savaşmıştı.

Bir kısmı da Osmanlılara düşmanlık etmiş ve Fransızlarla iş birliği yapmıştı.

Bu nedenle Suveyda’daki gösteriler için “Rejim karşıtı her türlü hareket desteklenmeli” diyenler olduğu gibi protestolara şüpheyle yaklaşanlar da var.

Suriye rejiminin gösteriler karşısındaki tavrı, Sünni çoğunluk ile azınlıklara yaklaşımındaki farkın çarpıcı bir örneği.

Sünnilerin üzerine bomba yağdıran ve gösterilerine sert bir şekilde müdahale eden rejim güçleri ve müttefikleri aynısını Dürzilere yapamaz/yapamıyor.

Çünkü Suriye’deki Dürzi azınlık, İsrail ve Batı ülkeleri tarafından destekleniyor.

Dürzilerin protestoları Suriye’de devrim ateşini yeniden alevlendirir mi?

Bu soruya “evet” cevabı vermek zor.

Suriyeli muhalifler ise ümitliler ve barışçıl protesto gösterilerini ülkenin diğer bölgelerine yaymak için çağrılarda bulunuyorlar.

Söz konusu çağrılar üzerine Sünni çoğunluğun yaşadığı bölgeler hareketlenebilir.

Dera’da ve Deyru’z-Zor’da da gösteriler düzenleniyor.

Beşşar Esed’in posterlerinin yakılması ve rejim aleyhine atılan sloganlar devrimin ilk günlerini hatırlatıyor fakat böyle bir gelişmenin taşıdığı riskler göz ardı edilmemeli.

Suriye rejimi Dürzilerle anlaşıp onlara PKK/YPG’ye verdiği türden birtakım ayrıcalıklar tanıyabilir. Bu arada da tüm gücüyle diğer bölgelerdeki gösterileri bastırmaya kalkışabilir.

Suveyda’daki protestolar ve Dürzilerin rejime karşı ayaklanmaları, her halükârda devrimin tamamen bastırıldığı ve ülkenin güllük gülistanlık olduğu propagandasının kocaman bir yalandan ibaret olduğunu göstermesi açısından önemli.