Daha uykusunu almadan erken kalkmak zorunda olanlar, gözü açık, ayakta uyurlar sabahları. Sıcak yatağı terk etmek pek öyle kolay değildir. Dağınık yorgan ve çarşaf içine çeker insanı, yakıcı güneşte serin su gibi…

Şafak sökmeye yakın, gün ağarmadan, gecenin zifiri karanlığında sersem bir hâlde yollara dökülenleri, sokaktaki hayvanlar dahi umursamaz. Bir kedi veya köpeğin yanından geçince fark edilir tenezzül edip de başını dahi kaldırmadıkları…

Ancak günün en huzurlu saatleri sabahın ilk anlarıdır; bir bakıma ‘fırtına öncesi sessizlik’ zamanları. Arabaların gürültüsü henüz sokakları esir almadan, insan keşmekeşi ortalığa dağılmadan uyanınca, doğanın en büyük görsel şöleni de önünüzde sahnelenir. Hem de bu şov her gün bıkmadan aynı güzellik ile tekrarlanır. Güneşin yavaş yavaş nasıl doğduğunu, gece yarısı karanlığının nasıl açık maviye yenildiğini izlerken; bütün karanlıkların bir zaman sonra mutlaka aydınlığa teslim olduğunu müşahede edersiniz.

Erken kalkmak için bir sebebi, bir amacı olanların güneş doğmadan uyanması, geçecekleri yolları da varacakları hedefleri de kısaltıyor.

“Üzerinize güneş doğmasından sakınınız” diyor din kitapları; o saatlerde bereket ve başarı olduğuna vurguyla… Sabah namazını kılarak, Kur’an okuyarak, ilmihâl karıştırarak, ‘iş başı’ yapılmasını öğütlüyor. Günümüz insanının bereketsizlik ve huzursuzluğunu burada aramak gerekiyor belki de.

Fecr vaktinde uyanmayı doktorlar da tembihliyor. Zinde ve dinç olmayı, sabah erken kalkmaya bağlıyor sağlıkçılar… Çabuk ihtiyarlamamak için de erken kalkmak tavsiye ediliyor.

Başarılı insanların ‘sırlarını açıkladığı’ pek çok röportajda “erken kalkmaya” rastlarsınız. Bir de ‘zamanın yetmediğine…’

“Keşke zamanı bir yerden satın almak mümkün olsaydı” derdi bir büyüğüm.

*

Vodafone CEO’su Vittorio Colao, Starbucks CEO’su Howard Schultz, Apple’ın CEO’su Tim Cook, Pepsi’nin CEO’su Indra Nooyi, Twitter’ın CEO’su Jack Dorsey… Bütün bu başarılı insanların güne bir adım önde başlamayı tercih etmesi tesadüf olabilir mi?

Sakıp Sabancı, “Sadece erken kalkmak yetmiyor; bir de ‘ofis araç’ yaptırdım ki yol boyunca da çalışayım” demişti.

*

Dedelerinizi, ninelerinizi hatırlasanıza… “Üzerine güneş doğmadan” uyanmaya ehemmiyet veren insanlar, nasıl da insani ilişkilerinde özenli, hayat gailelerinde disiplinli, din üzerine gayretliydi.

“Eskiler” gidince ‘erken kalkma’ adetleri de huzur da yok oldu geride kalanlar için. Geçimsizlikler, kavgalar, huzursuzluklar ayyuka çıktı. Kimsenin kimseye tahammülü yok artık.

Oysa erken kalkmak insanın kendisine verebileceği en güzel hediye…

“Mutluluk nedir” sorusuna hemen herkes ‘sağlık, aşk, huzur, para’ gibi ortalama cevaplar verir. Ama asıl mutluluk, sabah erken kalkabildiğiniz bir hayattır; zenginliği olmasa da sağlığı getirir insana. Her şeyin başı da zaten ‘sağlık’ değil midir?

Ömrünüzün başı ve sonu belli; bari ortasına yetişip “erken kalkınız.”