ABD’de göreve geldiği 2006’dan bu yana ikinci kez rüşvet almakla suçlanan New Jersey Senatörü Bob Menendez’in, gayrimeşru işleri gündemdeyken Arap sokağında da Mısır rejiminden nasıl menfaat sağladığı konuşuluyor.

Mısırlıların hiçbir zaman öğrenemeyecekleri bilgiler ABD’deki soruşturma sayesinde ortaya saçılmış durumda.

Mısır ekonomisine; domates ve salatalıktan, makarna ve çimento üretimine kadar birçok alanda faaliyet gösteren ordu ve istihbarat hâkim.

Ülkedeki askerî vesayet sistemi, gücünü sahip olduğu silahın yanında ekonomi üzerindeki kontrolünden alıyor.

Kazanılan para çeşitli düzeylerdeki subaylar arasında paylaşılıyor.

Ülkenin askerî vesayetten kurtulup demokratik yollarla seçilmiş sivil bir hükûmet tarafından yönetilmesinin önündeki en büyük engel bu rant çarkı.

Mısır ordusu subayları ellerindeki ekonomik gücü ve tatlı kazancı kaybetmek istemiyorlar.

Menendez davasına dönecek olursak; Mısır istihbaratı, 2017’de Mısır asıllı Amerikalı Hristiyan iş adamı Vail Hanna’ya, kâğıt üzerinde kendisine fakat gerçekte Mısır istihbaratına ait bir şirket kurdurmuş.

Etle, helal ve haramla hiçbir ilişkisi olmayan şirket; ABD’den Mısır’a ihraç edilen etler için “helal sertifikası” vermeye, bu arada da Mısır hükûmeti diğer şirketlerin sertifikalarını kabul etmemeye ve sadece Vail Hanna adına kayıtlı şirketin verdiği sertifikaları geçerli saymaya başlamış.

Diğer bir ifadeyle Mısır istihbaratının ABD’de kurduğu şirket, Mısır’a ihraç edilen etlere helal sertifikası verebilen tek yetkili şirket olmuş.

Söz konusu şirketten helal sertifikası alarak Mısır’a ihraç edilen etler arasında helal kesim olmayan ve murdar ölen hayvanların etlerinin de olduğu tespit edilmiş.

Önceleri birkaç dolara alınan sertifikaların ücreti 5 bin dolara kadar çıkmış ve Mısır’a et ihraç eden şirketler de artan masrafı doğrudan et fiyatlarına yansıtmış.

Mısır istihbaratının kurduğu bu rant çarkına Amerikan makamlarından itirazlar gelince Menendez devreye girip Vail Hanna adına kayıtlı şirketi korumuş.

Karşılığında da çekler ve altın külçeleri almış.

Ayrıca şirket, hayali bir işte çalışıyor gibi göstererek Menendez’in eşine yüklü miktarda aylık maaş ödemiş.

ABD’li senatöre yönelik suçlamalar sadece Mısır istihbaratının helal sertifikası veren şirketini kayırmakla sınırlı değil.

Senato Dış İlişkiler Komitesinin başkanı sıfatıyla yabancı ülkelere yapılacak askerî yardımlar üzerinde söz sahibi olan Menendez hakkında hazırlanan iddianamede ayrıca devletin hassas bilgilerini sızdırmak, yolsuzluktan hüküm giyen bir iş adamının aklanması için New Jersey Başsavcılığına baskı yapmaya çalışarak karşılığında eşine lüks araç istemek gibi başka suçlar da yer alıyor.

“Yunan ve Ermeni lobicisi” senatör, Mısır’dan aldığı gibi o ülkelerden de para veya altın aldı mı yoksa onlara çeşitli sebeplerle -örneğin Türk düşmanı olduğu için ya da eşinin hatırına- karşılıksız hizmette mi bulundu; henüz bilinmiyor.

Belki de diğer ülkelerle ilgili gerçeklerin üzeri örtülecek.

Kahire’de ise halka hesap verecek bir hükûmet yok.

Mısır, Abdülfettah es-Sisi’nin yeniden kazanmasının beklendiği cumhurbaşkanı seçimiyle meşgulken darbe yanlısı medya, Menendez’e yönelik suçlamaların “İhvan’ın komplosu” olduğunu dahi öne sürebilir.