Mutluluk üzerine yapılmış en uzun araştırma ve ‘Y kuşağının (1980-99 doğumlular) bu araştırmadaki konumu üzerine Hardward Üniversitesi, birtakım veriler yayınladı. Harvard Ünivesitesi Tıp Fakültesi, 75 yıl süren araştırmasında 724 kişi ile başlattığı çalışmasını, 60 kişinin hayatta kaldığı zamana kadar devam ettirmiş. Bunca yıl sürdürülen çalışmada cevabı aranan tek bir soru varmış: İnsanları hayatı boyunca sağlıklı ve mutlu yapan şey nedir?

Bu 75 yıllık çalışmanın sonunda alınan sonuç, “İyi sosyal ilişkiler, bizi daha sağlıklı ve mutlu yapar” şeklinde olmuş.

Yakın zamanda yapılan Y kuşağı araştırmasında ise bu kuşağa, ‘hayattaki en önemli hedeflerinin ne olduğu’ sorulmuş. Muhatapların yüzde 80’inden fazlası, hayattaki en önemli hedeflerinin zengin olmak olduğunu söylemiş. Yüzde 50’si ise hayattaki en önemli hedeflerinin meşhur olmak olduğunu söylemiş.

Oysa 75 yıl gibi uzun süren bir araştırmanın sonucu ile çelişen, bir mutluluk beklentisi hâkim olmuş çağımıza. Her ne kadar rasyonalist, materyalist zihniyet tarafından olsa da “Mutlu ve sağlıklı bir hayat için en önemli şey iyi ve samimi sosyal ilişkilerdir” sonucuna varılmış.

Oysa İslam’ın öğretileri, çağları aşan mutluluk reçetesini önümüze koyuyor. Ben, bu dünyada bir kişinin mutlu olması için, hayatının üç sacayağı olduğuna inanan biriyim. Bu ayaklardan birisi yoksa, hayatta sağlam duramaz ve mutlu olma ihtimali zayıflar. Bunlar, içinde ailenle yaşadığın evin; bu dünyada iâşeni temin edeceğin işin ve üçüncü ayağı da sizden gayri bir diğerinin gülümsemesidir. Ben, bu üçünü birden önemserim; bu üçüne birden değer veririm.

Mutluluk denilen şey o kadar soyut bir kavramdır ki somutlaşması ancak gülümseme ile olur. Kişi bu dünyada her şeyi bizzat kendisi, yani nefsi için yaparsa, asla mutlu olamaz. Çünkü mutluluk iç değil, dış kaynaklıdır. Bu sebepledir ki İslam, bize hep başkası için bir şey yapmamızı salık veriyor.

Dua edince kardeşine ettiğin dua daha makbul oluyor. Bir başkasının gülümsemesine vesile olmuş isen içinde güller açıyor. O yüzden tasadduk genişliği olan insanların gönlü neş’elidir ve bu neş’eleri yüzlerine vurur.

Bir kişiye gülümsemek sadaka, selam vermek sadaka, yolunu kaybetmiş birisine yaptığın yol tarifi sadaka, bir başkasına zarar vermesin diye yoldan kaldırılan bir diken dahi sadaka ise mutluluğun kaynağını bulmak için zengin ya da meşhur olmak bir hedef olabilir mi?

Japonlar araştırma yapıyor; mutluluk reçetesi olarak her gün bir başkasına maddi yardım yapmanın kişiyi mutlu ettiğini, dolayısıyla bu mutluluğun sevincin kişi ömrünü uzattığını falan, deneylerle ortaya koymaya çalışıyor.

Amerikalılar bir nesli takip ederek, 75 yıl gibi uzun bir süre boyunca mutluluk reçetesi arıyor. Yüzlerce kişide yüzlerce davranış şekli takip ediyor v.s.

İslam ise asırlardır mutluluğun reçetesini bize sunuyor. Yani mutlu olmak için hakiki Müslüman olmak ve çok küçük işler yapmak fazlasıyla yetiyor.