Akademik kariyerim için kısa bir zaman önce Niğde’ye yerleştim. Yerleşir yerleşmez toplum içine karışıp hem şehri hem de şehirde yaşayan genç kitleyi tanımak istedim. Bunu yapmanın iki yolu vardı. Şehri tanımak için gezmek, gençliği tanımak için cafelere gitmek. Önce gençlerin takıldığı cafelerden başladım ve her şehirde olduğu gibi burada da cafeler arkadaşlarla zaman öldürmenin en iyi aracıydı. Tabi bu arada şehrin kültür merkezindeki canlılık da dikkat çekiciydi. Tatil olmasına rağmen kültür merkezinin çevresindeki gençleri görmek şehrin potansiyelinin olduğuna delalet etmekteydi. Düşünün tatil dönemi hem cafeler hem kültür merkezi gayet canlı bu şehirde. Birde üniversitenin ve okulların açıldığı dönemi hesap edersek gerçekten tam bir öğrenci şehri olmaya aday Niğde.

Genç kitleyi öyle üstün körü anlattıktan sonra şehrin dinamiklerine değinmek istiyorum. Şehirde iki yer özellikle dikkatimi çekti. Bir Niğde Kalesi iki AK Medrese. İkisi de şu an işlevlerini icra edememekte. Biraz sorup soruşturdum Niğde Kalesi için makro boyutta bir proje varmış ve o proje ile birlikte Kale şehre kazandırılıp turizme açılacakmış. Ama tabi benim üzerinde durmak istediğim yer ise AK Medrese. Şehrin göbeğinde yer alan bu mukaddes mekânın tarihi çok eskilere dayanmakta. Yapı Selçuklulara kadar gitmekte. Lakin bu yapı genellikle depo olarak kullanılmış. 1939–1950 yılları arasında II. Dünya savaşı tehlikesine karşı İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin deposu sonra 1950–57 yılları arasında ise Niğde Müzesi deposu ve bugün ise kapıları kapalı bir taş yapı olarak karşımıza çıkmakta. Bu mekân böyle atıl durumu kabul etmiyor.Tarihiyle, ince işçiliğiyle, dokusuyla bu yapı şehre ve gençliğe kazandırılmalı.

Yukarıda az çok gençlik portföyünü çizmeye çalıştım. Gençlerin geneli cafelerde ve kültür merkezinde zamanlarını geçirmekte. Gençlerin sosyalleşmesi ve topluma kazandırılması adına AK Medreseyi aslını bozmadan dizayn ederek gençlerin buluşma ve sosyalleşme alanı olarak şehre artı değer olarak kazandırılabilir. İşletmesini belediye ya da hangi kuruma bağlıysa onun yapacağı ve haftalık söyleşilerin olacağı çeşitli sanatsal faaliyetlerin merkezi haline getirilebilir. Bunun en bariz örneğini Konya’da bulunan Ali Gav Zaviyesi’nde (Komek Kurs Merkezi) görmekteyiz. Bu tarihi yapıda atıl bir durumda iken belediyenin ve STK’ların işbirliğiyle bugün artık Konya’nın en gözde mekânlarından biri haline geldi. Daha sonra İstanbul/Üsküdar’da bulunan Nev Mekân keza aynı şekilde dizayn edilerek gençlerin hizmetine sunulmuş olup şehre artı değer olarak kazandırılmıştır. İnanıyorum Niğde Valiliği ve Belediyesi bu duruma kayıtsız kalmayacak AK Medrese’yi şehre tekrardan kazandıracaktır.