Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de yaşanan bir olaya çoğumuz şahitlik ettik. Neydi o olay?; “İki gencin dünya görüşleri ve giyim tarzlarının ülkelerinden farklı olduğu iddiasıyla Türkiye’den sığınma talep etmeleriydi.” Evet burada hiçbir anormallik yok zira bu gençlerde de anormal bir durum yok. Anormal olan durum; “Türkiye solculuğu”.
Türkiye’den sığınma talep eden iki İranlı genç kuvvetle muhtemel, ülkelerine dönmek istemedikleri için dünya kamuoyundaki İran imajından yararlanmak adına kendilerinin dövmeli ve saçlarının boyalı olmasından dolayı idam edileceklerini dile getirdiler. İran’da böyle bir durumun olmayacağını asgari zeka seviyesine sahip her insan bilebilir. (Hayatta İrancı olmadım ve olmayacağım).
Şimdi bahsedeceğim kitle ise her fırsatta asgari zeka seviyesinin üstünde bir zekaya sahip olduklarını iddia eden bir kitle. Bu kitle Türkiye’de solculuğu temsil eden, elitist yaşam şartlarına sahip, üfürmekte üstlerine olmayan kitle. Neden mi böyle diyorum?
Şöyle ki: Bu iki genç insan üzerinden hemen Türkiye’yi karalamaya çalışan ve Türkiye’de insan haklarının olmadığını dile getiren, bu gençlerin aslında Avrupa’ya gitmek istediklerini belirten birçok yazı okuduk. Tabi bu gençlerin Türkiye’de kalmaları içinde Kılıçdaroğlu’ndan, İnce’den, Akşener’den ve Demirtaş’tan bir şeyler yapmalarını istediler. Sosyal medya üzerinden kampanya başlattılar. Hemen şöyle günümüze dönüp baktığımızda bu yardım istenilen şahısların mülteciler hakkındaki düşünceleri apaçık ortadır. Nedir onlar?
Bu isimleri telaffuz edilen şahıslar mültecileri pek sevmedikleri ortadır. Suriyeli mültecilere dediklerini siz biliyorsunuz. İktidara gelebilmek için öncelikli vaatleri arasında Suriyeli mültecileri ülkelerine gönderip, Esed’in zulmüne teslim etmek var. Peki bu İranlı gençleri Suriyeli mültecilerden ayıran olay nedir?
Cevap çok basit: İranlı gençlerimiz dünyaya bakış açılarının farklılığı yüzünden idam edileceklerini dile getiriyorlar, ee bir de bu gençler dövmeli, saçları boyalı falan iyice insan haklarının getirmiş olduğu ayrıcalıkları hak etmiş durumdayken bu gençlere sahip çıkmak Türkiye solcularının birinci vazifesidir.
Hal böyleyken Suriyeli mültecilerin yerinde olsam hemen bir dövme yaptırıp saçımı pembeye, uzay mavisine ya da çimen yeşiline falan boyatırım. O zaman kimse “Dönün memleketinize aşağılık çöl bedevileri” demez.
Sosyal medya da iki tane ne idiğü belirsiz bilgiyle birlikte İran’da renkli saça ve dövmeye idam cezası olduğuna inanacak kadar cahil olup, ülkelerini her şartta aşağılayacak kadar çomar olmak Türkiye Solculuğunun en büyük çıkmazıdır. Her fırsatta çomar diye aşağılayıp durdurdukları halk kitlesinin aslında kendilerinin olduğunu görememekte ayır bir çıkmazları.