Suriye’de rejim güçleri devrimcilere karşı başarısız oldukça İran’ın verilen beşeri kayıpları Irak’tan, Afganistan’dan, Lübnan’dan ve daha başka ülkelerden getirdiği Şii milislerle ve kendi asker ve subaylarıyla telafi etmeye çalıştığı biliniyor.

Bu nedenle uzun bir süredir Suriyeliler gerçekte Baas rejimi diktatörlüğüne karşı değil ülkeyi işgal eden İran’a karşı savaştıklarını dile getiriyorlar.

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Halid Hoca da Tolga Tanış’a verdiği röportajda bu noktaya dikkat çekerek Suriye rejimi ordusunun artık İranlı komutanlar tarafından yönetildiğini ve buna karşı çıkan Suriyeli komutanların öldürüldüklerini söylüyor.

Son günlerde rejim güçleri devrimciler karşısında çok ciddi kayıplar verince şu soru gündeme geldi:

“Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun Yemen’e müdahalesi örneğinde olduğu gibi İran da Beşşar El Esed’i kurtarmak için benzer bir şekilde Suriye’ye müdahale eder mi?”

Yani asker, subay, milis ve mühimmat göndermek yerine ordusuyla doğrudan savaşa girer mi?

Bu sorunun cevabı ve müdahalenin çerçevesi ne olursa olsun, Tahran’ın Suriye’ye daha çok asker ve subay göndermesi bekleniyor.

“Arabi 21” sitesi, İranlı güvenilir kaynaklara dayandırdığı haberinde, General Kasım Süleymani’nin rejim güçlerinin devrimciler karşısında gerilemesi nedeniyle bir hayli öfkeli olduğunu ve bu nedenle geçtiğimiz günlerde Tahran’ı ziyaret eden Suriye Savunma Bakanı Fahd Salim El Fureyc’le görüşmeyi reddettiğini yazdı.

Yine aynı haberde, İran Devrim Muhafızları’nın Suriye’ye yeniden ve daha güçlü bir şekilde müdahale kararı aldığı ve Süleymani’nin bu ülkeye daha çok Devrim Muhafızları askeri göndereceği belirtiliyor.

Suriye’ye gönderilecek Devrim Muhafızları komandolarının İran Kürdistanı dağlarında eğitimlerini tamamlayarak bir hafta önce Kirmanşah Şehitleri Kampı’na ve Hatemu’l Enbiya Üssü’ne döndükleri, Süleymani’ye yakın subaylardan General Behmen Reyhani komutasında Suriye’ye girecekleri ifade ediliyor.

Haberde ayrıca, Iraklı milislerin de İdlib ve Kalemun’da devrimcilere karşı verilecek savaşlara katılacakları, Asaibu Ehli’l Hak isimli milis grubunun liderlerinin geçtiğimiz günlerde Tahran’da İranlı yetkililerle bir araya gelerek “Haydaratu’l Kerrar Tugayları”nı İdlib’e gönderme konusunu ele aldıkları bildiriliyor.

Bütün bunların anlamı şu:

“ Tahran, Beşşar El Esed’in kendisinden ve ailesinden vazgeçse bile Suriye’deki Baas rejiminden ne pahasına olursa olsun vazgeçmeyek.”

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın Lübnan El Ahbar gazetesince aktarılan sözleri de Suriye’de savaşın artık Beşşar El Esed ve Baas rejiminin değil tamamen İran’ın savaşı olduğuna işaret ediyor.

El Ahbar’ın yazdığına göre Lübnanlı Hıristiyan liderlerden General Mişel Aun ile görüşen Nasrallah, Beşşar El Esed ve rejiminin devrilmeyeceğini iddia ederek, “Onun devrilmesi Hizbullah’ın ve direniş ekseninin devrilmesi demektir” tespitinde bulunmuş.

Savaşın rejim güçleri ve muhalifler arasında gidip geldiğini öne süren Nasrallah, kayıp ve kazançlar olabileceğini fakat rejimin kesinlikle devrilmeyeceğini söylemiş.

Nasrallah’ın söyledikleri ve iddiası bir yana, bu madalyonun bir de diğer yüzü var.

Orada da İran ve müttefiklerinin Suriye’ye ne kadar asker ve subay gönderirlerse kayıplarının o kadar çok olacağı görülüyor.

Çünkü gidenler ancak tabut içinde geri dönebiliyor.