Fransız düşünür RolandBarthes “Faşizm, konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir” diyor. Türkiye şartlarında da ne kadar muteber bir söz. Son büyük örneğini Charlie Hebdo katliamıyla gördük. Olayın yaşandığı ilk gün ve ertesinde televizyondaki tartışmaları izledim. Genel format şöyleydi: Bir tarafta iğrenç karikatürleri “ifade özgürlüğü” sayan kalabalık bir grup, öte tarafta İslami hassasiyetleri az çok belirgin birkaç konuşmacı. Nedense, ilk grup, tartışmanın başından sonuna kadar, ikinci grubu “katliamımazur görmekle” imaen itham edip durdu!Birisi “Olayları anlamak için, ‘11 Eylül’ sonrası Batı politikalarını konuşmamız lazım” demeye kalktı mı, tepesine gürz indi: “Önce katliamı kına!”
-Kınadım, kınıyorum da…
-Olmaz! Gene kına! Bir daha kına!
-Ama bunları da konuşmamız lazım.
-Olmaz! Bugün konuşma günü değil, bugün kınama günü. Üstelik en çok sen kınayacaksın! En çok sen!…
-Sebep?
-Çünkü sen dindarsın ve Charlie Hebdo’yu basanlar da dindardı!Bunlar katliamı mazur gösterme çabası.
Benzerini,Suriye’deki savaş sözkonusu olduğunda da görüyoruz. IŞİD’in söz ve fiillerinieleştirirken, eldeki sayısız veriyle bile olsa, Suriye’deki mutedil devrimcileri hor görenler yüzünden bugün IŞİD’le karşı karşıya olduğumuzu anlatmak isteyen dayağı yiyor mesela. Hatta “Suriye’deki diğer muhalif grupları IŞİD’den ayrı tutmalıyız” diyen biledövülüyor. “Konuş, ama IŞİD’in kötü olduğunu söyle sadece” deniyor. Çünkümutedil devrimciler(ya da “diğer muhalif gruplar”) şöyle dursun, IŞİD’in söz ve fiillerinden Türkiye’deki dindarlar bile sorumlu!
-Sebep?
-Çünkü Hükümet IŞİD’i destekliyor.
-Ne münasebet!
-Çünkü Hükümet dindarve bu Hükümet’in Suriye’de rejime karşı savaşan “cihatçılara” yardım ettiğini sağır sultan bile duydu.
-Sağır sultan, daha IŞİD Suriye’de yokken, devrim hareketinin başından beri Türkiye’nin mutedil devrimcileridestekleyegeldiğini, zuhuruyla beraber IŞİD’in rejimden çok bu mutedil devrimcilerle -yani Türkiye’nin desteklediği adamlarla- savaştığını duymadı mı?
-Onu bilmem. Neticede hepsi videolarında “Allahuekber!” diyor. Birkaç kere de Tayyip Erdoğan’ın mitinglerinde “Ya Allah, bismillah, Allahuekber” sloganı atıldığını duymuştum.
-Aman kendine dikkat et, “bilmediklerin” yüzündenanti-IŞİD’ciliğin Suriye’de anti-devrimciliğe, Suriye’deki anti-devrimciliğin anti-AK Parti’ciliğe, anti-AK Parti’ciliğin anti-dindarlığa dönüşüyor. Tersini, seni aslında IŞİD’le filan hiç ilgilenmediğin -ve faşizmden de kötü-bir yere ulaştıracak okorkunç silsileyi düşünmek bile istemiyorum. Cenab-ı Allah senin de benim de ahir ve akıbetimizi hayreylesin.