Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye’de en stratejik bakanlıkların başında geliyor. Maalesef bu bakanlıkta yönetim ve uygulama istikrarını bir türlü yakalayamadık.

Çok sık bakan değişikliği yaşıyoruz. Buna bağlı olarak tarım ve hayvancılık politikaları da değişken oluyor. Dolayısıyla uzun vadeli ve kalıcı bir planlama yapamadık, yaptığımızı da uygulama başarısı gösteremedik. Bugüne kadar gördüklerimiz bunlardan ibaret!

Geçmiş dönemde görev yapan bakanlarımızın kimisi hayvan ithalatını bitireceğini açıkladı, kimisi hayvan varlığını artıracağını iddia etti, elbette tarımsal teşviklerle övünenler de vardı, bazı bakanlarımız da kişi başına bir hayvan sözü vererek çıtayı yükseğe taşıdı.

Ama sonuç ortada…

Tarım ve hayvancılık sektöründe yaşanan belirsizlik devam ediyor, hayvan sayımız azalıyor, ithalat ise son sürat artıyor. Et ve et ürünleri fiyatları altınla yarışır duruma geldi. Süt ve süt ürünleri başlı başına tartışma konusu…

Şimdi bu önemli direksiyonda İbrahim Yumaklı var.

Göreve geldiği günden itibaren ezber bozan çıkışlar yaptı, devamlı bir arayış hâlinde.

Böyle bir gündemde Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 2024-2028 yıllarında uygulanacak beş yıllık hayvancılık yol haritasını açıkladı.

Biz buna Türk tarımının yeni vizyon belgesi diyebiliriz.

Açıklamanın zamanlaması da dikkat çekici. “Çiftçi isyanlarının” Avrupa geneline yayıldığı bir ana denk gelmesi hayli önemli.

Açıklanan bu yeni yol haritası umut verici.

Hazırlık aşamasında sektör paydaşlarının fikirlerinin alınması, geniş katılımla gerçekleşmesi tarım ve hayvancılık sektöründe heyecan oluşturdu.

Bugüne kadar var olan problemlerin çözümüne yönelik adımlar dikkati çekiyor. Yeni açıklanan destekleme ve teşvik modelleri de önemli.

Ancak!

En önemli çıkış “Sorumluluğumuzun farkındayız.” cümlesidir aslında. Mevcut ülke nüfusu, bir o kadar da turist sayısı göz önüne alındığında en az 150 milyon insanı besleyebilecek bir tarım stratejisinden bahsediyoruz.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, beş yıllık bu yeni yol haritası kapsamında üretimin; maliyet, kapasite ve pazarlama imkânları doğrultusunda planlamasını oluşturduklarını belirtiyor.

“Aile işletmelerine” tüm hayvancılık desteklemelerinde ilk defa ilave destek verilecek. Bu sayede aile işletmeleri temel destekle aynı oranda ilave destek alarak en az iki kat destek almış olacak.

Eğer bu madde bihakkın uygulanırsa; kararlı ve istikrarlı duruş sergilenir, adil, şeffaf, verim ve fayda odaklı destekleme yapılırsa…

Yakın zamanda Türkiye’de tarım ve hayvancılık kaynaklı problemlerin ortadan kalktığını görmek mümkün olur.

En önemlisi de kendi kendimize yetebilir seviyeye tekrar gelebiliriz.

Verimli, kaliteli ve sağlıklı üretimi artırmayı amaçlayarak bu hazırlığı yaptıklarını hatırlatan Yumaklı’nın “yeni yol haritası”nda başka ne gibi detaylar var, bunlara da bir göz atalım isterseniz.

- Nerede, ne kadar ürün üretileceğine dair bölgesel bazlı bir üretim modeli oluşturuluyor.

- Kırmızı et, beyaz et, süt ve yumurtanın, kaliteli, yeterli ve sağlıklı üretiminin devamlılığı için, suyu merkeze alan ve doğal kaynakların korunduğu bir sistemle üretim planlanıyor.

- Sözleşmeli üretim modeli yaygınlaştırılıyor.

- Hayvancılık işletmelerinin ekonomik açıdan güçlü, dirençli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasını sağlamak amacıyla etkin bir destekleme modeline geçiliyor.

- Yeni desteklemelerde işletme büyüklüğü gibi sınırlandırmaları kaldırıp; üreten herkese, ürettiği kadar destek veriliyor.

- Kırsalda kadınlara ve gençlere pozitif ayrımcılık yapılıyor. Kredilere ulaşım kolaylığı getiriliyor.

- Ari işletme sayılarının artırılması hedefleniyor. Veteriner yol kontrol ve denetim istasyonları açılıyor.

- Dişi buzağıya ilave destek veriliyor. Anaç hayvan üretiminin desteklenmesi ve korunması kırmızı çizgi olarak ilan ediliyor ve yerli üreticinin damızlık ihtiyacı kamu güvencesiyle karşılanıyor.

Bakan Yumaklı, Türkiye’de hayvancılığın daha ileri noktaya ulaşmasını sağlama konusunda kararlı. Ne diyelim.

Memlekete hizmet yolunda Allah işlerini rast getirsin.