Pazar ve Pazartesi günleri İstanbul Sultanahmet’teki Arapça Kitap Fuarı’nı ziyaret ettim.

Türkiye’de ilk kez düzenlenen fuara ilgi müthişti.

Fuarı organize edenler de ilginin bu kadar yoğun olmasını beklemiyorlarmış.

Gayet memnunlar.

DnB Medya Halkla İlişkiler Müdürü Ebru Karalar, “Tarihi dokusu olduğu için burayı tercih ettik. Bu kadar ilgiyi beklemiyorduk” dedi.

Arap ülkelerinden 50 yayınevinin katıldığı fuara Türkiye’den Arapça kitap satan birçok yayınevi de katılmak istemiş; fakat yer sorunu nedeniyle istekleri reddedilmiş.

Karalar, Araplar kadar olmasa da Türklerin de fuara epey ilgi gösterdiğini söylüyor.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nden ve Konya İmam Hatip Lisesi’nden gruplar gelmiş.

“İnşallah bu fuarı her yıl düzenleyeceğiz ve geleneksel hale getireceğiz” diyor.

Türkiye’de ilk Arapça Kitap Fuarı tecrübesinin başarılı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Fakat bu fuar gelecek yıl daha geniş katılımla ve daha geniş bir mekânda düzenlenmeli.

Yüzlerce yayınevinin katıldığı büyük bir Arapça Kitap Fuarı’nın turizme de katkısı olur.

İlk tecrübe gayet başarılı fakat bazı sorunlar yok değil.

Örneğin aşırı kalabalık arasında kitapları incelemek epey meşakkatli.

Türk ziyaretçiler bir de fuarda ilmi eserlerin bulunmamasından şikâyetçiler.

“Böylesi bir ilgi beklemiyorduk, o nedenle küçük bir yer tercih etmiştik” dedi, fuarın Arap organizatörlerinden Nevvaf El Kudeymi ve gülümseyerek ekledi:

“Ben bu tarihi mekânı ve havasını çok sevdim. Gelecek yıl daha geniş bir yerde düzenlensin fakat bize yine böyle ruhu olan tarihi bir mekân bulun.”

Fuar kapsamında düzenlenen, birbirinden değerli yazarların ve akademisyenlerin bölgeyi ve sorunlarını anlattığı konferanslar ve paneller de kitaplar kadar ilgi görüyor.

Seyf Abdülfettah’tan Mısır’ı, Burhan Galyun’dan Suriye’yi, Nebil El Bukeyri’den Yemen’i dinlemek başlı başına bir kazanç.

Suudi Arabistanlı yazar Cemal Kaşıkcı da fuarın konuklarındandı.

Kaşıkçı, İstanbul’da bu yıl ilki düzenlenen fuarın geleceğinin parlak olduğunu söyledi.

Fakat bunun olabilmesi için hükümetin de elini taşın altına koyması gerekir.

Geçenlerde Eymen Halid ile fuar hakkında konuşuyorduk.

Her zaman olduğu gibi çok güzel bir sözle durumu özetleyiverdi.

“Kitap, Arap dünyasında esir” dedi.

Arap ülkelerinin kiminde bazı yayınevlerinin fuarlara katılmaları ve kiminde de birçok kitabın satışı yasak.

Ayrıca siyasi düşünceleri nedeniyle gözaltına alınmaktan korktuğu için kitap fuarlarının düzenlendiği Arap ülkelerine gidemeyen çok sayıda insan var.

Türkiye’de böyle bir sorun yok hamdolsun.

Özgürlükler çıtası hayli yüksek.

Eskiden Arapların bu tür kültürel faaliyetler için buluştukları tek yer Londra’ydı.

Artık Londra’ya ciddi bir rakip var:

İstanbul…

Çeşitli Avrupa ve Arap ülkelerinden gelen Arap yazarlar ve entelektüeller, İstanbul’da farklı etkinlikler için bir araya geliyorlar.

Kanada’dan gelen bir yazar arkadaşımla fuarda karşılaşmak hoş bir sürpriz oldu.

Suriye’den, Mısır’dan, Libya’dan, Yemen’den, Irak’tan, Filistin’den ve hatta Körfez ülkelerinden çok sayıda Arap kardeşimizin İstanbul’da yaşadığı da unutulmamalı.

Arapça Kitap Fuarı, Sultanahmet’teki Kızlarağası Medresesi’nde 15 Kasım’a kadar açık.

Tramvaydan Sultanahmet durağında iniyorsunuz ve Laleli istikametine doğru yürüyorsunuz.

Hemen iki sokak ilerde sağda.

Henüz ziyaret etmemişseniz, Arapça bilmeseniz bile en azından bir kez gidip görmemizi tavsiye ederim.