Yeni Şafak Gazetesinin başlattığı “Başka Türkiye Yok” başlığı ile Türkiyemiz’in birçok sağduyulu, ülkesini, milletini seven ilim ve fikir adamı, gazeteci, akademisyen, cemaat lideri v.b. kişilerinden görüşler alındı.

Herkes durduğu yerden, baktığı taraftan ve dokunduğu hissiyattan yola çıkarak temel derdin üzerinde bulunulan topraklarda birlikte yaşamak olduğunu ifade ettiler. Başka bir ihtimalin cami olmadığı için Avrupa topraklarına kabul edilmeyen mültecilerin yaşadıkları kötü tecrübelerden mülhem olmadığını vurguladılar. Çok güzel ve istenildiğinde birlikte olunabildiği ve birlikte hareket edilebildiğini göstermesi bakımından da oldukça önemli bir çalışma olduğu kanaatindeyim.

Bu güzel çalışmaya bendeniz de buradan katkıda bulunmak adına birkaç cümle kurmak arzusuyla yazıma devam etmek istedim. ‘Başka Türkiye Yok’ sloganını bir slogan olmaktan çıkarıp anlamlandırmak ve bu anlam çerçevesinde birleşebilmek adına ihtiyacımız olan harç, İslam kardeşliğidir. Bir arada yaşamanın formülü tabiri caizse inandığımız dinin tamamlanma manifestosunda inceden inceye işlenmiştir. Peygamber Efendimiz(sav), ‘Veda Hutbesi’nde bizlere kardeşliğin ve bir arada yaşamanın nasıl olacağını, kan dökmenin, zulmün men edildiğini emir buyurmuştu. İlgili bölümlerini hatırlamakta fayda var:

“Ey insanlar! “Rabbiniz birdir. Babanızda birdir. Hepiniz Ademin çocuklarısınız. Adem ise topraktandır.Arabın arab olmayana arab olmayanında arab üzerine üstünlüğü olmadığı gibi kırmızı tenlinin siyah üzerine siyahında kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur.Üstünlük ancak takvada, Allahtan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız Ondan en çok korkanınızdır. “ Azası kesik siyahi bir köle başınıza amir olarak tayin edilse sizi Allahın kitabı ile idare ederse onu dinleyiniz ve itaat ediniz. “Suçlu kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba oğlunun suçu üzerine oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz. “Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız: Allaha hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız. Allahın haram ve dokunulmaz kıldığı cani haksiz yere öldürmeyeceksiniz. Hırsızlık yapmayacaksınız. İnsanlar “la ilahe illallah” deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emr olundum. Onlar bunu söyledikleri zaman kanlarını ve mallarını korumuş olurlar. Hesapları ise Allaha aittir.”

Toplumda ırk, dil, mezhep, parti, dernek v.s. farklılıkları bırakın dini daha iyi yaşamak için bir arada bulunulan cemaatler arasında bile şunculuk, bunculuk, sizcileyin, bizcileyin anlayışı olursa arzulanan birlikteliğin sağlanamayacağı aşikardır. Birlikteliği sağlayacak yegâne tutkal ‘Veda Hutbesi’ne tereddütsüz tabi olmaktır.