Muhammed Ebu Hudayr’ı yaklaşık bir yıl önce Kudüs’te diri diri yakan Yahudi yerleşimciler, bu kez de işgal altındaki Batı Yaka’nın Nablus vilayetine bağlı Duma köyünde Filistinlilere ait bir evi kundakladı ve henüz 18 aylık olan Ali Devabişe isimli bebeğin yanarak ölmesine neden oldu.

İşgal rejimi tarafından korunan gözü dönmüş Yahudi yerleşimcilerin daha başka cinayetler işlemesini engelleyecek adımlar atılmadığı ve katillere caydırıcı cezalar verilmediği için bu tür haberleri korkarım ki duymaya devam edeceğiz.

Yahudi yerleşimcilere fetva veren fanatik hahamlar Filistinlileri “henüz küçükken başları ezilmesi gereken yılanlar” olarak tanımlarken ve failleri cezalandırması beklenen işgal yönetiminin bizzat kendisi Gazze Şeridi’ne açtığı savaşta kundaktaki bebekleri vahşice katlederken başka birşey beklemek mümkün mü?

Küçük Ali’nin yakılarak öldürülmesinin ardından Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, bu cinayetin dosyasının da UCM’ye gönderilecek diğer dosyalara ekleneceğini açıkladı.

Abbas’ın bu açıklaması Filistin halkının öfkesini yatıştırma çabasından ve ucuz bir manevradan başka birşey değil.

Çünkü Filistin Yönetimi Başkanı bir yandan bu açıklamayı yaparken diğer yandan telefonla görüştüğü Netanyahu’ya Batı Yaka’da karmaşaya asla izin vermeyeceği taahhüdünde bulunuyordu.

Abbas’ın karmaşa dediği de, işgalcileri hedef alan direniş eylemleri ve Filistinli bebeğin yakılarak öldürülmesine misilleme girişimleri.

Oysa Filistin Yönetimi Başkanı’nın UCM’ye dosya göndermeyi beklemesine hiç gerek yok.

O dosyaların ne zaman gönderileceği ve gerçekte gönderilip gönderilmeyeceği de şüpheli, fakat o ayrı bir konu.

Abbas şayet Devabişe’nin intikamının alınmasını ve bu tür cinayetlerin bir daha tekrarlanmamasını samimi bir şekilde istiyorsa, ilk yapması gereken Batı Yaka’da işgal güçleriyle yürüttüğü güvenlik koordinasyonuna son vermek ve direniş taraftarlarının peşini bırakmak olmalı.

Filistin Yönetimi Başkanı’nın halen birinci ve en önemli misyonu, ne pahasına olursa olsun Batı Yaka’da yeni bir intifâda yaşanmasına izin vermemek.

İsrail Radyosu’nun geçen gün aktardığına göre, İsrail Ordusu Orta Bölge Komutanlığı’ndan üst düzet bir askeri yetkili Abbas’ın başkanlıkta kalmasının İsrail’in yararına olduğunu söyleyerek, “Ebu Mazin’in bazı sözlerine aldırmayın. Ne söylediğine değil ne yaptığına bakın” demişti.

İsrailli komutan kesinlikle haklı.

Çünkü Abbas’a bağlı güvenlik birimlerinin birinci önceliği Batı Yaka’da Filistinlilerin değil işgal güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin güvenliğini sağlamak.

Öyle olmasaydı, yerleşimci sürüleri Muhammed Ebu Hudayr’ı ve Ali Devabişe’yi diri diri yakarak öldürmeye cesaret edebilir miydi?

Henüz 18 aylık masum yavrucağın öldürülmesinden sadece o evi kundaklayan aşağılık katil mi sorumlu?

Yahudi yerleşimcileri fetvalarıyla sürekli Filistinlilere karşı kışkırtan fanatik hahamların, yerleşimcilerin estirdiği teröre göz yuman ve hatta canilere kol-kanat gerip onları himaye eden işgal yönetiminin, kendi halkını koruması gerekirken bu görevini ihmal edip tüm enerjisini işgalcileri korumak için sarfeden Filistin Yönetimi’nin ve başındaki Mahmud Abbas’ın hiç mi suçu yok?

Abbas, UCM’ye başvuracakmış.

Buyursun; dilediği yere başvursun.

Fakat Filistin halkı, Devabişe’nin intikamını katillerden Abbas’ın değil ancak İzzeddin El Kassam Tugayları’nın ve diğer direniş gruplarının alabileceğinin farkında.