Gündemi meşgul eden bir “iddia” var.

Amaç belli ki; Selçuk Bayraktar’ı ve bu gündem üzerinden iktidarı yıpratmak.

Hedeflenen şey bu kadar sığ da olmayabilir.

Hezârfen Ahmed Çelebileri, Takiyüddin bin Marufileri, Nuri Demirağları, Vecihi Hürkuşları, Devrim otomobilini yapan mühendisleri hangi kafa yapısı engellemişse bugün de aynı zihniyet, yerli SİHA’ları yapan Selçuk Bayraktar’ı ve kurmuş olduğu T3 Vakfı’nı engellemeye çalışıyor.

Selçuk Bayraktar, Milli Teknoloji Hamlesi diyor, bu zihniyet burun kıvırıyor.

Selçuk Bayraktar, Cezeri ismini verdiği uçan araba projesinden bahsediyor, ‘gelişmeye kapalı-dışa bağımlı yapı’ dalga geçiyor.

Selçuk Bayraktar, ülkenin yarınına çalışıyor, köle zihniyetliler kahroluyor.

Bayraktar’ın kendisi de, ailesi de, vakfı da, temsil ettiği gelenek de kimseden ne onay bekliyor, ne de beğenilme arzusu içinde. Halkın teveccühünü kazanmış bir faaliyet alanından bahsediyoruz. Yerli İHA ve SİHA’larla PKK ile mücadelede sınır içi ve ötesinde büyük başarılar elde edildi. Ülke pandemi ile mücadeleye girdiğinde, bu vatanperver ekip yerli solunum cihazı yapmaya odaklandı. Halkımız bu samimiyeti görüyor, takdir ediyor ve dualarını da eksik etmiyor. Dolayısiyle Selçuk Bayraktar’ın monşerlerden beklediği hiçbir şey olamaz. Gölge etmesinler, iftira atmasınlar, yalan söylemesinler, çelme takmasınlar yeter!

Sur operasyonlarında veya Zeytindalı operasyonunda CHP açık bir şekilde SİHA’lardan rahatsız olduğunu net bir şekilde ortaya koymuştu. Ancak son gelen iddia, olayın çehresini değiştirdi. Çünkü sonuçları itibariyle konu; çocuklarımızı, gelecek neslimizi ilgilendiriyor.

Mevzu kısaca şöyle; Selçuk Bayraktar ve ekibi sadece teknoloji üretmeye odaklı değil aynı zamanda yeni nesilleri yetiştirerek, ülkeyi yarınlara taşıyacak atılımların yapılmasında insan kaynağına yatırım yapan bir anlayışa sahip. Bunun için aile, T3 Vakfı’nı kurdu. Yüzlerce atölyede gönüllü eğitmenlerle teknolojiye meraklı çocukların gönlünü ve zihnini bu işlere ısındırdı. Müthiş bir gönüllülük faaliyetinden bahsediyorum. Şahsen ben bir vatandaş olarak minnettarım.

Devam edelim… Vakıf, bu faaliyetlerle sınırlı kalmadı ve Türkiye’de ilk defa teknoloji festivalleri düzenledi. Milyonlarca çocuk katıldı bu festivallere. Çocuklarımız SİHA’lara dokunma fırsatı buldular, “biz de yapabiliriz” dediler ve yüz yıllık yenilmişlik psikoloji alt üst oldu. Mevzu işte bu yüzden çok derin ve sofistike. Atılan iftiraların arka planı var, derin bağlantıları var. Hiçbir şey göründüğü gibi basit değil. Bir halkın kodlarında var olan özgüvenin yeniden uyanması, tabiri caizse devin yeniden ayağa kalkmasını kim ister? Ya da kim istemez? Bu soruların cevabı size kalsın.

Şimdi “iddia”ya gelelim.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Selçuk Bayraktar’ın mütevelli heyeti başkanı olduğu T3 Vakfına İBB’den 41.1 trilyon lira destek verilmiş” açıklamasını yaptı.

Selçuk Bayraktar ise yaptığı açıklamada, “Kimseden bir kuruş bağış, 1 metrekare yer devir veya tahsis almadık. Bilakis ortak hizmetlere emek ve maddi destek verdik, vermeye devam ediyoruz. Biz para almadık, 3 yılda 4 milyon 250 bin lira para harcadık. Vakıf prensip olarak para kabul etmiyor. Bu işler büyük paralarla değil, büyük inançlarla yapılır” dedi.

Konu yargıya intikal etmiş durumda.

Selçuk Bayraktar’ın vurguladığı bir husus var.

Büyük bir proje olan Teknofest veya Dene-Yap Atölyelerinde çeşitli paydaşlarla birlikte kamu yararına bir fayda ortaya konuyor. Teknofest’te 56 paydaş var. Her iki projede de İBB paydaş konumunda. İBB Ak Parti’den CHP’ye geçtiğinde Ekrem İmamoğlu “biz bu çalışmalara devam etmek istiyoruz” demiş. Dolayısiyle bir hukuksuzluk varsa buna İBB de ortak durumunda. Bu durumda İmamoğlu neden sessiz kalmayı tercih ediyor. Selçuk Bayraktar bu konuda çok tepkili. Sessizliğin devam etmesi durumunda İBB ile olan tüm protokollerin iptal edileceğini söylüyor.

*

Acı olan çocukların geleceğini, ülkemizin yarınını ilgilendiren çok önemli konuların kirli siyasete alet edilmesidir.

Yetenekli çocukların keşfedilmesi, yavrularımızın teknolojiye ısındırılması, çocuklarımızın özel eğitimlere muhatap olması böyle bir gündemin içinde tartışılmamalıydı. Bu konu siyaset üstü bir konudur. Kaldı ki, bu atölyelerde eğitim alan öğrencilere, hangi kesimin çocuğusun diye bakılmıyor veya Teknofest’e bu toplumun her kesiminden vatandaşımız ziyarete geliyor.Dolayısiyle çamur siyasetini kınadığımı ve bu ülke için taş üstüne taş koyan herkesi de ayakta alkışladığımı ifade etmek istiyorum.

Halkımızın ortak malı olan bu gönüllülük faaliyetlerine cansiperane destek olalım ve yaşatalım…