Ebeveynler olarak hepimizin derdi, tasası, önceliği evlatlarımız ve onların sağlığı. Niyet ve istek bu ama, gelin görün ki ebeveynler olarak yaptıklarımız söylediklerimizle ne kadar uyuşuyor ya da birbirini tamamlıyor orası tartışılır.

Aslında ebeveynlik sorumluluğu çocuğunuz dünyaya gelince değil, ondan çok önce başlıyor. Kadın ve erkek her birey aslında evlenmeden önceki yaşamlarında da bu sorumluluğu maddi-manevi bütün varlığıyla taşıyor. Çünkü bireylerin kendi sağlığının sorumluluğunu alması ve maddi-manevi sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürdürmesi, sağlıklı bir vücuda sahip olması, çocuk sahibi olduklarında o çocukların hayatını doğrudan etkiliyor. Nasıl mı?

Gelin bunu örneklerle açıklayalım. Bu konuda yapılan araştırmalarda, ebeveynleri aşırı kilolu olan veya sigara içme alışkanlığı olan bireylerin çocuklarında ileride obez ve diyabet olma riskinin yüksek olduğu, kalp-damar hastalıklarına daha yatkın oldukları gösterilmiştir. Bu konuda anneler toplumda, özellikle bizim toplumumuzda daha çok sorumlu kabul edilir. Ancak bilimsel çalışmalar babaların sağlığının, aşırı kilosunun ve kötü alışkanlıklarının da en az anneninkiler kadar bebeğin sağlığını etkilediğini göstermektedir. Ancak burada, bebeği hamileliği boyunca vücudunda taşıyan anne olduğu için, annenin sorumluluğu elbette biraz daha fazladır. Özellikle hamileliği boyunca yanlış beslenme şekli, sigara ve benzeri kötü alışkanlıklarının olması doğacak bebeği oldukça ciddi şekilde etkilemektedir.

Köşemizdeki yazılarımızda yeri geldikçe hep bahsettiğimiz vücut mikroflorası, yani vücudumuzda bizimle birlikte yaşayan trilyonlarca bakteri (veya mikrop), kişinin beslenme şekli dahil bütün yaşam alışkanlıklarından iyi veya kötü etkilenmektedir. Bebeğin vücudundaki mikroflora dengesi, özellikle annenin beslenme ve yaşam alışkanlıklarından çok fazla etkilendiği gibi, doğum şekli, yani normal doğum veya sezaryen olması da bebeğin gelecek yaşamındaki sağlığını hayati derecede etkilemektedir.

Burada annenin sağlıklı mikrobiyal floraya sahip olması çok önemlidir. Çünkü normal doğumla bebek, annenin doğum kanalından geçerken gereken sağlıklı mikrobiyal florayı buradan alır. Bu, bir anlamda annenin bebeğine verdiği ilk ve neredeyse bir ömür boyu sağlığını etkileyecek kadar önemli bir hediyedir. Ancak sezaryen doğumlarda bebeğin böyle bir imkanı yoktur.

Doğum sırasında bebeğin anneden aldığı mikrobiyal floranın bileşimi (yani hangi çeşit bakteriler ve bunların ne oranda olduğu) bebeğin yaşamında uzun dönemli metabolik etkiler oluşmasını sağlar. Bebeğin bu şekilde ilk defa mikroplarla karşılaşması, doğum sonrası bağışıklık sisteminin gelişmesinde oldukça önemlidir. Bebeğin bağışıklık sistemi, bu mikrobiyal flora ile bir anlamda eğitilir ve faydalı-zararlı mikropların ayırımını vücut bu şekilde öğrenir.

Doğumdan sonraki süreç ise daha farklı bir önem taşır. Annenin hamileliği ile çocuğun ilk 2 yaşı arasındaki (1000 günlük) sure, çocukların gelecekteki sağlık durumlarının şekillenmesinde oldukça büyük önem taşımaktadır. Çünkü bu dönemde yapılan sağlıklı seçimler, sağlıklı beslenme ve özellikle anne sütü ile beslenme çocuğun büyüme, gelişme ve öğrenme yeteneği üzerinde muazzam etkiler oluşturur. İnsandaki bağırsak florası, gelişim surecinde dinamik bir değişim gösterir. Bu değişim en fazla süt çocuğu ve çocukluk dönemi arasında olur. Yaşamın ilk yılında süt çocuğunun bağırsağı, yoğun bir kolonizasyonla neredeyse yetişkin bağırsak florasına yakın bir floraya sahip olur.

Kısaca özetlemek gerekirse, öncelikle bebeğin zaten doğuştan sahip olduğu bu zenginlikten bebeği, sezaryen doğumu tercih ederek mahrum etmemek çok ama çok önemlidir. Normal doğum, hem anne hem de bebeğin fizyolojisini ve sağlığını destekleyen çok önemli bir kavramdır. Bebeğin ilerleyen yıllarda bilinçli anne-baba ile birlikte sağlıklı seçimler yapması bu zenginliği ve hazineyi koruyacaktır. Tabii burada ilk ve önemli adım ebeveynlerin bunu kendi yaşamlarında uygulaması ve çocuklarına gerçek ve doğru bir örnek teşkil etmeleridir. Kendisi asitli içecek içen, sigara kullanan veya aşırı kilosu ile ilgili hiçbir kaygısı olmayan anne-babalar nasıl bir örnek oluşturur veya engelleyici sözleri ne derece fayda eder, düşünmek lazım.

Yazarın web adresi: www.emineakin.com