Yorgunluktan ölüyorum… Ağrı kesiciler hiç fayda etmiyor, ağrılarımın şiddetinden ağlıyorum… Sabahları yataktan sanki hiç uyumamış gibi, üzerimde bir ton yükle kalkıyorum… Kemiklerim kırılmış gibi her tarafım ağrıyor… Kaslarımdaki tutukluk açılana kadar yarım gün yataktan çıkamıyorum… Ve benzeri ifadelerle fibromiyalji sebebiyle yaşadığı ızdırabı anlatanları duymuşsunuzdur. Hatta bazen şikâyetler ve ağrılar öyle bezdirici olur ki, kişi kendini ‘’ yaşadığımı anlamıyorum, yaşarken ölmek bu olsa gerek’’ diye de ifade eder.

Fibromiyalji, yaşam kalitesini oldukça kötüleştiren, hem dünyada hem de ülkemizde gittikçe yaygınlaşan kronik bir hastalıktır. Özellikle orta yaş kadınlarda ortaya çıkar ve erkeklere göre 3 kat daha sık görülür. Yumuşak doku romatizması olarak da tanımlanan fibromiyalji, uyku bozukluğu, kaslarda yaygın ağrı ve hassasiyet, aşırı yorgunluk, halsizlik ve sabah tutukluğu ile kendini belli eder.

Fibromiyalji hastalarında duruma depresyon, anksiyete, migren tipi şiddetli baş ağrıları, sindirim problemleri, konsantrasyonda güçlük, kronik irritabl bağırsak sendromu (karında şişkinlik, aşırı gaz, ishal veya kabızlık, şiddetli karın ağrıları, mide bulantısı gibi belirtilerle tanımlanan durum), kilo artışı, nefes almada güçlük ve yetersizlik, el ve ayaklarda uyuşma, erkeklerde prostat iltihabı, kadınlarda ağrılı menstruasyon dönemi, mesane iltihabı ve sık idrara çıkma gibi şikâyetler eşlik edebilir. Eşlik eden şikâyetler, hastanın durumunu ve yaşam kalitesini daha da kötüleştirir.

Sebebi hakkında henüz net bir bilgi yoktur fakat bağışıklık sistemi, hormonal sistem ve sinir-kas sistemini kapsayan geniş bir etki alanı olduğu bilinmektedir. Önerilen tedavi şeklinde ise genellikle ilaç kullanımı, fizik tedavi, psikoterapi ve egzersiz yer almaktadır. Ancak şiddetli ağrı ve buna bağlı hareket kısıtlılığı, egzersiz yapmaya çok imkân vermez. Kullanılan ilaçlar da genellikle ağrı kesiciler, depresyon ilaçları, kas gevşetici ilaçlar ve epilepsi ilaçlarıdır. Ağrı kesiciler bağımlılık yaptığı için zamanla etkisiz kalabilmektedir. Hem psikiyatrik ilaçların ve hem de ağrı kesicilerin ciddi yan etkileri vardır. İlaçlar sadece belirtilere yönelik, ağrıyı ortadan kaldırma ve psikolojik rahatlama amacıyla verilir.

Yapılan araştırmalar fibromiyaljide, vücuttaki ağrı oluşum mekanizmalarında ağrıyı azaltan maddelerde yetersizlik, uyku- uyanıklık döngüsünü sağlayan sistemde dengesizlik, sinir iletim mekanizmalarındaki birtakım bozukluklar ve bazı hormonların üretiminde yetersizlik olduğunu göstermektedir. Ayrıca kaslarda hücresel düzeyde oksijensizlik, kan akımında yetersizlik ve hücresel düzeyde oluşan toksik maddelerde artış tespit edilmiştir.

Bütün bunlar bize, her hastalıkta olduğu gibi fibromiyaljide de problemlerin hücresel düzeyden başladığını ve adım adım ilerleyerek yaşam kalitesini oldukça kötüleştiren şikâyetlere dönüştüğünü göstermektedir. Dolayısıyla sadece belirtileri baskılayan ve vücuda ciddi oranda toksik yük oluşturan ilaçlarla vakit kaybetmek yerine, fibromiyaljinin hücresel düzeydeki sebeplerine odaklanmak daha etkili ve kalıcı bir çözüm olacaktır.

Yazarın web adresi: www.emineakin.com