Dört bir yandan saldırılar altında olduğumuz zamanları yaşıyoruz. Bu doğrudur.

Bu gerçeklikle yaşamak için ne yapmamız gerekiyor; oturup ağlamak mı yoksa yaslar bağlamak mı?

Ya da herkese inat ve savaşın bir parçası olarak durmadan yol olmak mı? Durmanın gerilemek olduğu bilinciyle her gün taş üstüne taş koymak mı?

Bazı yazarların çıkıp “Bir şey yokmuş gibi davranılacak bir şey yok yani ortada” deyişi devletlerin stratejisine ters. Tezat gibi dursa da gerçekten olanları anlamak ve doğru anlamlandırmak için çaba sarf edilirken bir taraftan da büyüyebilmenin gerektirdiği çalışmaları hız kesmeden devam ettirmek gerekiyor.

Rusya Büyükelçisi’nin hain bir terör saldırısıyla katledilmesi vakıası durup düşünülmesi ve maksimum dikkatle gerekli tedbirlerin alınması bir daha böyle bir elim olayın tekrarlanmaması için önemlidir. Lakin bu olay gerçekleşti diye geçitlerin açılması, temel atma, hizmete açma törenlerinin iptal edilmesi yersiz gereksiz bir aksiyon olurdu. Yani bir nevi durmak anlamına gelirdi.

İki kıtanın deniz altından lastikli araçlar için birleştirmesinin adı olan Avrasya Tüneli’nden sonra dün yine Büyük Türkiye yolunda önemli yol alışlar oldu. Orman ve Su İşleri Bakanlığı bünyesinde tamamlanan ve hizmete açılan 151 eserin milletin evinde toplu açılış merasimi yapıldı.

Dün, bayrak direği ipini üretmekle övünen bir ülkeden tek açılışla 29 adet baraj, 8 adet içme suyu tesisi, atık su arıtma tesisi, 32 adet sulama tesisi, 9 adet gölet, 54 adet taşkın koruma tesisi, 6 adet ağaçlandırma ve ormancılık faaliyeti, 5 adet milli park, 1 adet meteoroloji tesisi gibi 4 milyar liranın yatırıma dönüştüğü bir ülkeye evrilmenin gurur tablosu vardı.

Bu tesislerle neler yapılacağını burada saymayı gerekli görmüyorum. Avrasya Tüneli’ni ülkemize kazandıran Ulaştırma Bakanı Sayın Ahmet Arslan veOrman ve Su İşleri Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun vizyon ve birikimi ile insana hizmet eden doğa için emin bir el olduğunu biliyor ve tüm ekibine de bu hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum.

Burada önemli olan milletine yatırım yapan bir devlet mekanizmasının işliyor olduğunu görmektir. Terörün inadına, kaos oluşturmaya çalışan teröristlerin inadına dimdik durmak ve doğru bildiği yoldan yürümek millet olarak hepimize düşen bir görevdir. Unutulmamalıdır ki durmak kaybetmenin ilk basamağıdır.