Mısır’da demokrasi yanlıları halkın özgür iradesinin çalınmasına karşı Rabia Meydanı’nda protesto gösterilerini sürdürürken, darbeye destek veren ülkeler göstericileri bir an önce dağıtması ve ne pahasına olursa olsun meydanı boşaltması için cuntaya baskı yaptı.

Sonrası malum…

Rabia Meydanı’nda onca insan katledildi.

Cesetler yakıldı.

Mısır’ın halkoyuyla seçilmiş meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi askeri darbeyle deviren ve zindana atılmasını sağlayan ülkeler, Rabia Meydanı’nda olduğu gibi daha başka coğrafyalarda da kan dökmekten, yakıp yıkmaktan çekinmiyor.

Bu onlar için sanki bir oyun.

Tek yapmaları gereken, her türlü vahşeti gerçekleştirmeye hazır kuklalara para vermek.

O da onlarda hayli çok.

Geriye paha biçilmez saraylarında ve ultra lüks yatlarında oturup başlattıkları savaş oyununu seyretmek kalıyor.

Nasılsa ölenler kendi çocukları değil.

Mısır darbesini finanse eden ve Rabia Meydanı’nda işlenen katliamı teşvik eden ülkeler geçen Ramazan ayında sürpriz bir şekilde Körfez’de kriz çıkardı.

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır, Katar’la diplomatik ilişkilerini kestiklerini açıkladı.

Krizin çözülmesi için arabuluculuk yapan Kuveyt Emiri Sabah El-Ahmed Es-Sabah, resmi ziyarette bulunduğu Washington’da önceki akşam yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın Riyad’a yaptığı ziyaret sırasında Körfez ülkeleri liderleri olarak bir araya geldiklerini ve konuştuklarını, ortada herhangi bir sorun yokken kısa bir süre sonra krizin patlak verdiğini söyledi.

Kuveyt Emiri’nin bu açıklaması, Katar’la ilişkilerini kesen ülkelerin yöneticilerinin Riyad’da yüzüne güldükleri Katar Emiri’ne komplo kurulduklarını net bir şekilde ifade ediyor.

Fakat açıklamalarda çok daha önemli ve tehlikeli bir nokta daha var.

Es-Sabah, Trump’la birlikte düzenlediği basın toplantısında, “Askeri müdahale ihtimalini durdurduk” diyerek, krizi başlatan ülkelerin Katar yönetimini silah zoruyla değiştirme niyeti olduğunu ifşa etti.

Yani Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır Katar’a asker gönderip Temim Bin Hamed Es-Sani’yi devirecek ve yerine kendilerinin kuklası olacak birini emir tayin edeceklerdi.

Ama başaramadılar.

Evdeki hesap çarşıya uymadı.

Türkiye’nin hızlı hareketi ve Katar’daki üsse en kısa sürede asker göndermesi oyunu bozdu.

Katar’la diplomatik ilişkilerini kesen dört ülke, Kuveyt Emiri’nin Washington’da yaptığı açıklamalar üzerine yayınladıkları bildiride, askeri müdahale ihtimalinin hiç gündeme gelmediğini ve bundan sonra da gelmeyeceğini öne sürdü.

Oysa krizin başladığı günlerde Bahreyn Dışişleri Bakanı Halid Bin Ahmed askeri müdahale seçeneğinin masada olduğunu gayet net bir şekilde ifade eden açıklamalarda bulunmuştu.

Başaramadıkları için bugün askeri müdahale niyetlerini inkâr etmeleri ve “Öyle bir şey yok” demeleri gayet normal.

Körfezde yaşanan kriz ve Katar’a askeri müdahalenin gündeme gelmesi, Mısır darbesini destekleyen ülkelerin kana doymadığını ve büyük bir pervasızlıkla ateşle oynamayı sürdüreceklerini gösteriyor.

Londra ve Paris caddelerinde lüks araçlarıyla hava atan genç prensler o tür eğlencelerden sıkılmış olmalılar ki bir süredir yakıtı masum halk olan kanlı oyunlar oynamaya başladılar.

Sıkılana kadar da oyunlarını sürdürmekte kararlılar…