Yıllardır devam eden, kendisine oy vermeyenleri, fikrî açıdan aykırı olanları hep damgalayan bir CHP geleneği var.
Milletin baş tacı ettiği liderleri “diktatör”, dindar mütedeyyin kesimleri “mürteci”, kendine yakın olanı iktidar yapan milleti de “koyun” olarak damgalamaya çalıştılar hep.
Fakat unuttukları bir şey vardı elbette.
O da yaftalama/damgalama sebebinin, yaftalananda tezahür edip etmediği hakikatiydi.
Damgacı CHP’nin hiçbir zaman amacına ulaşamamasının en temel sebebi işte burada gizli.
Oysa CHP’de âdeta “kurumsallaşmış” türden bazı hâller, şimdi onun imtihanı olmaya devam ediyor ve onu damgalamak isteyenlere de kapı aralıyor.
Sessiz kaldıkları parti içi taciz-tecavüzler, hiç rahatsız olmadan söylenen yalanlar, bu anlamda başı çekiyor.
Bana göre artık CHP “koyun” diyerek damgalamaya çalıştıklarının gözünde çok net olarak damgalanmıştır ve bunu da kendisine atfedilenleri bizzat yaparak pekiştirmektedir.
Özellikle “yalan vaat” konusunda CHP Gelen Başkanı ve İBB Başkanı çok açık ara önde görünüyor.
Seçmen artık bu iki CHP’liye, “Artık siz yalan vaatleriniz sebebiyle bizden farklısınız ve bunu reddetmeniz de boşunadır.” diyor.
Aslında “damga”nın sosyolojik olarak neye tekabül ettiğini mutlaka Erving Goffman’dan okumalılar.
Ya da daha romantik bir okuma istiyorlarsa Reşat Nuri Güntekin’in “Damga” isimli romanını öneririm.
Bu damgalardan artık kurtulmaları çok zor olsa da...
Zira ne söylerlerse söylesinler, geçmişleri artık onların yakasını bırakmayacaktır.
Birilerinin onları doğrulama çabasına rağmen, insanlar bizatihi tecrübelerine bakacaklar.
Bu, her şeyi “güven”e dayanması gereken bir siyasetçi için ne kadar kötü bir “damga” değil mi?
Bunun neye mal olduğunu anlamak için 14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerine bakmak lazım.
Bütün seçim kampanyasını, “Sana söz!” üzerine kuran bir liderin, onca vaadine rağmen yaşadığı şey, hüsrandır.
Yetmedi yanına İBB Başkanı’nı eklediler, olmadı ultra milliyetçi tavra bürünüp Ümit Özdağ’ı eklediler ama yine de insanların güvenini kazanamadılar.
CHP Genel Başkanı’nın toplum tarafından güvenilmez bulunduğu için ve bugün dediğinden yarın vazgeçen tavırları sebebiyle -bazen öğleden sonra bile olabiliyor- yanına eklenenler dahi benzer sonuca sürüklendi.
Damga gerekçesi, damgalananda açık örneklerle kendini gösterince etki çok dramatik oluyor ve sonuçları da hüsrana uğratabiliyor.
Damga, toplumsal hayatın bir parçası olarak hep var olageldi.
Anlamı sosyolojik olarak negatifi çağrıştırsa da iyiliğin, merhametin, cömertliğin, mertliğin üzerine yapıştığı insanlar da var.
Mesele, ne ile anıldığınızdır.
Sonuçta bir siyasetçi için güvenilmez olmak ve onunla anılmak, olabilecek en talihsiz hâldir.
Son yirmi yılda girdiği bütün seçimleri kaybeden CHP, kimin normal kimin farklı olduğunu da çok açık olarak göstermiştir.
CHP’nin damga çabaları iz bırakamamış ama CHP çok açık izlerle damgalanmıştır.
O da açık ara “yalanlar” üzerinedir…