11. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a başsağlığı diledi. Bu görüşme Selahattin Demirtaş tarafından medya aracılığı ile duyuruldu ve toplumun bir kesiminden tepkiler geldi. Tepkiler üzerine Abdullah Gül, “Bugün öyle ki ölülerimize başsağlığı dilediğimizde bunu bile garipseyen bir ortam ortaya çıkıyor. Bu ortam içerisinde nasıl beraber yaşayacaksınız, nasıl uzun süre herkes birbiriyle beraber olacak?” dedi.

Suriye’de, Türkiye sınırına yakın bölgede uzun zamandır hem İran, hem Esed, Hem de PKK ile çatışan Türkiye dostu bir devrimci grup ile bölgedeki son gelişmeleri öğrenmek için belirli aralıklarla yaptığım görüşmelerden birini yaparken Ankara patlamasına geldi. Bu konuda savcılığın verdiği yayın yasağından dolayı konu hakkında oradan gelen bilgileri daha sonra yazmak üzere kenarda bekletiyorum. Makul ayakları yere basan başı sonu belli tahlillerden sonra konu kendiliğinden Abdullah Gül taziye açıklamasına geldi. Bu kadar yakından takip etmelerinden daha şaşırtıcı olan konuya vakıf olmaları ve taziye mesajına getirdikleri yorumdan sonra IŞİD ve PKK’nın canlı bombalar meselesine getirdikleri yorum.

55 yaşında, savaşın başından beri üç düşmanla aynı anda çarpışan asıl mesleği tarih öğretmenliği olan komutan Musa, Ankara saldırısını şöyle yorumladı:

“Türkiye’ye gidip Ankara’nın ortasında böyle bir iş yapmak hepsinin boyunu aşar. Sizin IŞİD dediğinizi de, PKK dediğinizi de ben akıllarının içindeki vesveseye kadar yakından tanırım. Burada mahalle arasında yapabilirler, yapıyorlar da ama Ankara için ne cesaretleri var buna, ne de güçleri. PKK’nın Afrin ekibi bu patlamayı biliyordu. “Ankara patlayınca görürsünüz Türkiye’yi” dediler bir hafta önce. Burada kimse sorsanız bilir. Abdullah Gül HDP’ye geçmiş olsun demiş diye burada laflar dolaşmaya başlayınca Türkiye’den tanıdığımız bir kaç kişiye sorduk. Var mı böyle bir şey diye. Evet dedi tanıdıklar. Niye PKK’ya başsağlığı diliyor, niye bu patlamanın hedefi PKK gibi gösteriyor? Bence siz sormalıydınız eski Cumhurbaşkanına bu soruları. Yapan IŞİD, hedef PKK, muhatap PKK, geçmiş olsun PKK. Böyle olunca bizim tarafımızdan yanlış anlaşılıyor sonra bu mesajlar. Türkiye göremiyor artık bence olan biteni. Hata ediyorsunuz. Elinizle kahraman yaptınız PKK’yı. Bizim de basiretsizliğimiz var. Bu lafı ciddiye almadık. Alsaydık uyarırdık. Basiretsizlik başka bir şey değil bizimki. Ama sizinki resmen feraset eksikliği.Siz İran hakkında hep dikkatsiz davrandınız. Melikşah bir İranlıyla evlendiği gün sizin İran konusunda basiretiniz bağlandı. O günden bu yana bin yıldır ayılamadınız. İran ama hangi İran? Onu da sorun kendinize? Hayatında İran’ı görmemiş İranlılar var ya onları diyorum ben. Açın gözünüzü. Kafirle arası iyi olan, her hesabına mutlaka bir kafiri ortak eden İran. Onlar yaptılar başka başka ortaklarla. PKK’ya dediler ki bekleyin siz biz mağdur edeceğiz. Suçu IŞİD’e atacağız. IŞİD belası başka ne işe yarıyor ki zaten. Siz Ankara’da düşmanın vurduğu garibanlara olacaksınız dediler PKK’ya. Herkes acıyacak size. İşte ben bütün bunlara PKK’yı taziye için arayan devlet adamlarını görünce inandım. Allah ümmetin derdiyle dertlenen Türkiye’ye yardım etsin. Gözünüzü Barzani’den ayırmayın derim ben.”