Zor zamanlar geçiriyoruz, gerçekten zor ve aslında bir o kadar da karışık pek çok meseleyi ardı ardına yaşıyoruz her birimiz. Aslında sadece biz değil bütün bir dünya “ahir zaman” ne demektir onu kendi gözleriyle görerek ve bizzat şahit olarak yaşıyor. Elbette bu durumdan ders çıkarmak, tedbir almak, gerektiği gibi davranmak gerek. Ama sükûnet de lazım bizlere, hem de bu sıralar da çokça sükûnet lazım. Bana kalırsa bu durumda paniklemek, telaş etmek en tehlikeli hallerden biri.

Şükür ki bunu anlayarak hareket edenlerin sayısı hiç de az değil. Ama bir de şu taraf var meselenin; herkes fıtratının gereğini yapıyor. Ne olursa olsun ve ne şartlar yaşanırsa yaşansın değişmiyor, değiştirilemiyor. Bir tarafta bu beladan bir şekilde kurtulalım diye her türlü tedbiri alanlar, gece gündüz demeden gayret edenler, gözleri uykusuzluktan kan çanağına dönene kadar çabalayanlar var diğer tarafta yalan söyleyerek, korku salarak menfaat umanlar.

Ne diyeyim, zor, çok zor…

Şunu söylemezsek olmaz, bu illet görüldüğünden beri devletimiz elinden gelen ve belki de pek çok ülkenin ön göremediği ve yapamadığı pek çok tedbiri uygulayarak dünyaya da ders vermiş oldu ve olmaya da devam ediyor. İlk günlerde “abartıyorlar” diyenler bugün de nankörlük ederek “şunu neden yapmadınız, buna neden erken başlamadınız” gibi cümlelerle fıtratlarının gereğini yapıyorlar. Ama biraz olsa vicdanı olanlar devletin gayretini görüyorlar elbette.

En başından beri fert fert her birimizi bu illete karşı korumak için azami gayret gösterip de olabilecek tüm tedbirleri alan bir devletimiz var çok şükür. Bakanımızdan Allah bin defa razı olsun insanüstü bir gayretle mücadele ediyor ve bunu olabileceği kadar açık seçik ve şeffaf bir şekilde gözlerimizin önünde yapıyor. Bunun yanında da sağlık çalışanları kendilerindeki riski çok iyi biliyor olmakla beraber ellerinden gelen her şeyi ve fazlasını yapıyorlar. Var olsunlar…

Devlet kendine düşeni fazlasıyla yapıyorken mesele şimdi onlarla beraber ve belki de daha fazla millette, bizlerde. Biz de kendimize düşeni yapmak zorundayız. Zira artık bu durum birilerinin müdahalesiyle değil bizim, şahsi tedbirlerimizle duracak. Elimizden geleni, açıklanan önlemleri uygulayacağız.

Bir de şu yazıyı okuyan herkesten rica ediyorum, sosyal medyada ya da orada burada işte bence bilinçli olarak yayılan her şeyin doğru olduğunu düşünmeyin, düşünüp de paylaşmayın. Zira enteresan bir şekilde insanlara korku salmaktan keyif alan tipler var. Evlerinizde kalın, çocuklarınızla, ailenizle vakit geçirin, kitap okuyun, dinleyin, dinlenin ve her ne kadar bazıları anlayamıyor olsa da bolca dua edin…

Zira dua zırhtır, onu kuşananı korur…