AK Partililer ‘’AK Sevda 16 Yaşında’’ sloganı ile Sincan’da 16. kuruluş yıldönümüne hazırlık yapar iken, ‘’Haçlılara kara sevdalı’’ Ana Muhalefetin başındaki zevat ise, Almanya’nın Focus dergisine ‘Türkiye’de insanların can ve mal güvenliği yok.! 2019 Yılında sizlerin desteği ile bu sefer Erdoğan’ı devireceğiz.’’ Diyerek beyanat verdi.. Nam-ı diğer “Çarkçı Kemal’’ lakaplı bu zat’ın partisi, kamuoyundan gelen tepkiler üzerine “Liderimiz böyle bir şey söylememiştir, Focus yalan söylüyor..!’’ diyerek dergi yönetimini suçladı.. Bunun üzerine Focus dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Frank Nordhausen, Twitter’dan yaptığı açıklamada “söyleşinin tamamının CHP’ye gönderildiğini ve ilgililerden resmi onay alındığını’’ söyleyerek bunların alayını yalanladı…

Acaba bu sırnaşıklardan hangisi yalan söylüyor diye düşünür iken, Cumhurbaşkanımızın bir mitingde vatandaşlara anlattığı “Dadaş Fıkrası’’ aklıma geliverdi. Hani, Dadaş’a sormuşlar ya “Kamil’i mi seversin Kemal’i mi?” diye, o fıkra işte.. Dadaş hemen cevap vermiş: Tabii ki Kemal’i severim. Niye demişler? Dadaş’ın cevabı çok manidar:“Kamil bir yalan söylir bir doğri. Kemal hep yalan söylir beni yormir…’’ Evet Kemal bizi yormuyor yormasına da, lakin bu ikircikliliği ile ecnebi dostlarını da bir hayli yoracağa benziyor…

Kıymetli dostlar fıkra bir tarafa dünyada başka bir yerde böyle bir ihanetin eşi benzeri var mıdır bilemiyorum..? Bizler dışarıda yedi düvele karşı top yekun beka mücadelesi verir iken, içeride FETÖ, PKK, DAEŞ teröristleri ile çarpışırken, insan kendi ülkesini dışarıda nasıl yerden yere vurabilir..? İnanın havsalam almıyor.! Sanki‘’Kemal bu alıştık artık şaşırmıyoruz..!’’dediğinizi duyar gibi oluyorum. Lakin M.Kemal’in partisinin taraftarları acaba bu adama daha ne kadar katlanabilecekler onu çok merak ediyorum..? Ekmek yediği kaba pislemeyerek İngiliz gazetecinin provokatif sorusuna rağmen, “Türkiye’de kendimi her zaman güvende hissettim. İstanbul ve Türkiye hayatımda her zaman önemli bir yer teşkil edecek.”diyen Galatasaray’ın eski Hollandalı yıldızı Sneijder kadarda olamadı ya.! İşte ben buna yanıyorum…

Velhasıl bu modeller böyle, al birini vur ötekisine… Müdürün yoldaşlarından bahsediyorum… CHP Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın, 250 vatandaşın şehit, 2 bin 193 vatandaşın ise gazi olduğu hain darbe girişimine‘’Tiyatro’’benzetmesinde bulunarak“O ölen 250 vatandaşımızın katili devlettir’’ diye orta yerde cart diye yumurtladı ya.! İnanın daha ben başka bir şey demiyorum. Hem Darbeye “Kontrollü Darbe’’ diyenler de eğer İran-Türkiye karşı karşıya gelirse,“Türkiye’ye karşı, İran safında olurum diyenler de’’,Türkiye’ye NATO acil müdahale etsin’’ diyenler de bu Kemal’in yoldaşlarıydı değil mi..? 

Demem o ki dostlar; M.Kemal maskesi ile orta yerde dolaşan bu mankurtların, yıllardan beridir ne “Vatan’’ ne de “Millet’’ diye bir dertleri olmamıştır. Kökten ‘’Erdoğan karşıtlığı’’ bunları o kadar zıvanadan çıkarmış ki, ne konuştuklarının, ne de yaptıkları dangalaklıkların  farkındadırlar..! Gerçekten merak ediyorum; CHP tabanı acaba bu kifayetsiz muhterislere, bu müflis siyasetçilere daha ne kadar katlanacak?

Yekten söylüyorum ki, bu kafa yapısı ile 98 Yaşındaki CHP asla bir baltaya ‘’sap’’ olamaz..! 16 Yaşındaki AK Partiyi örnek almasını şiddetle tavsiye ediyorum. Hem atalar ne demişti “Akıl yaşta değil baştadır.’’ Peki CHP’nin bir baltaya ‘’sap’’ olabilmesi için ne mi yapması lazım? Peki madem ülkem için sevabına bunlara birkaç tüyo vereyim bari…

“Öncelikle CHP, Erdoğan karşıtlığı üzerine yaptığı sert muhalefet tarzını bırakmalı, çatallı dille yaptığı siyasetle bir yere varamayacağını anlayıp herkesi kucaklayan yeni bir paradigma üretmelidir… Negatif siyaset anlayışını değiştirip, ithal malı ideolojilerden köksüz batılı yaşam tarzından ve çağdaşlaşma martavallarından vazgeçmelidir. Milletin partisi olup, terör örgütleri ile arasına mesafe koymalı, deli saçması mumyalaşmış kafalardan ve iliştirilmiş tiplerden kurtulmalıdır.. İslamiyet’in, demokrasinin ta kendisi olduğunu kavramalı, geleneksel yaşam tarzını sürdürmek isteyen muhafazakâr insanlara karşı, mesafeli ve kibirli duruşunu değiştirmelidir. Parti içi demokrasi sağlanmalı, paçasını FETO’ya kaptıranlardan ve tek adam diktasından kurtulmalıdır.’’

Evet düşünceye sınır çizilemez, lakin kalbiniz soğumuşsa baştan söyleyeyim bu iş zaten olmaz.! Ha bunları yapabileceğinize dair bir umudum var mı? Iıı ıh, maalesef yok..!