Geçenlerde sosyal medyada Suriye rejimi askerlerinin yoğun bombardımanla yakılıp yıkıldıktan sonra ele geçirdikleri bir bölgede yaptıkları kutlamayı gösteren bir video yayınlandı.

Kutlamaya katılan askerlerden biri elinde içki bardağıyla Allah’a ve İslam’a Müslümanların asla işitmeye tahammül edemeyecekleri şekilde küfrediyordu.

Görüntüleri izleyince ağzımdan şu sözler döküldü:

“İran’ın Suriye’de desteklediği askerler işte bunlar!”

Rejim askerlerinin daha önce de Humuslu bir genci “Rabbim Beşşar” demediği için diri diri toprağa gömdüklerini görmüştük.

İran Devrim Muhafızları’nın önde gelen komutanlarından ve Kasım Süleymani’nin dostlarından Tuğgeneral Hasan Plarek, Fars Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, Beşşar el-Esed’in istifa edip ülkeden kaçmasına Süleymani’nin engel olduğunu iddia etmiş.

Anadolu Ajansı’nın konuyla ilgili haberinden öğrendiğimize göre, Süleymani’nin “tek başına mücadele ederek Suriye’yi kurtardığını” söyleyen Plarek şöyle demiş:

“Beşşar el-Esed neredeyse sığınmacı olup ülkesini terk edecekti. Süleymani, ‘Zafer için tek yol direniştir. Allah’ın izniyle başarılı olacağız’ dedi, direndi ve başarılı oldu.”

Demek ki Tahran’dan bakınca öyle görünüyor.

Çünkü gelinen noktanın İran için başarı sayılamayacağı gayet açık.

Plarek’e ve Beşşar el-Esed’i desteklemekle övünen İranlı yetkililere “Elinize ne geçti?” diye sormak gerekiyor.

Süleymani hava saldırısıyla katledildi ve Devrim Muhafızları ağır bir yara aldı.

Suriye’deki petrol bölgeleri PKK/YPG’yle ittifak yapan Amerika’nın kontrolünde.

Putin tarafından sürekli aşağılanan Beşşar el-Esed, Rusya’nın kuklası haline geldi.

Şam’ın kararlarına yön verenin Moskova olduğunu bilmeyen herhalde yoktur.

İsrail, canı istediğinde girip Suriye’nin başkentini bombalıyor.

İslam coğrafyasının ve medeniyetinin en önemli kentleri viraneye dönmüş durumda.

Yüz binlerce Suriyeli hayatını kaybetti ve milyonlarcası canını kurtarmak için evini terk edip kaçmak zorunda kaldı.

Binlerce insanın Türkiye sınırında çamur deryası içinde çadırlarda yaşam savaşı vermesini mi başarı kabul ediyorsunuz?

Tahran’ın Beşşar el-Esed’e desteğinin ortaya çıkardığı tabloya bakınca İran’dan çok Amerika’nın, Rusya’nın, PKK/YPG’nin ve en önemlisi İsrail’in kazançlı olduğu görülüyor.

Suriye’nin ve bölgenin bugün geldiği durumun Filistin’e de çok büyük zararı olduğu ortada.

İsrail, hayal dahi edemeyeceği bir dönem yaşıyor.

Bunun bir sebebi Trump’ın İsrail’den çok İsrailci tavrıysa diğeri de İslam dünyasındaki bölünmüşlük hali, iç çekişmeler ve krizler.

Filistin davasını tasfiye planı “Yüzyılın Anlaşması” adı altında uygulamaya konulurken Arap ülkeleri birer ikişer Tel Aviv’e koşuyor.

Sudan Askeri Geçiş Konseyi (SAGK) Abdulfettah el-Burhan’ın Uganda’da Netanyahu’yla gizlice görüşmesinin ardından hava sahasını İsrail’e açan Sudan da kervana katıldı.

Bu mu elde ettiğiniz başarı?

İran’ın Suriye’de Beşşar el-Esed’e destek vererek yaşadığı en büyük kayıp, bir zamanlar İslam dünyasında takiyeyle elde ettiği sempati olsa gerek.

Maskesi düştü ve mezhepçi yüzü tüm çirkinliğiyle ortaya çıktı.

Iraklı Şiiler arasında bile Tahran’a büyük öfke var.

İranlı yetkililer ya gerçeklerin farkında değiller ya da kabullenmek istemiyorlar.