Etimesgut Ankara’nın merkez ilçelerinden biri. Güzel, temiz, nezih bir ilçe. Sokaklarında dolaşırken nezaheti fark ediyorsunuz. Yapı olarak Ankara’nın diğer ilçelerinden farklılık gösteriyor. Tabiri caiz ise ben buradayım diyor.

Geçtiğimiz gün bir vesile ile Etimesgut’a gittik. İlçe Müftümüz Mustafa Şanver Hoca'mız ile tanışma fırsatı bulduk. Kuruma girerken Hoca'ya olan sevgi kendini hemen hissettiriyordu. Müftülükte Mustafa Hoca'mızın ekseninde çok güzel hizmetler başlamış ve Hoca'mız deyim yerindeyse bir abi edasında, halim selim kişiliğiyle durmadan çabalıyordu. Hani aramızda kalsın, siyasilerin sosyal belediyecilik diye sundukları hizmetlerin tamamı Etimesgut Müftülüğü'nde vardı.

Peki Etimesgut’u ayrıcalıklı yapan şey neydi?

Mustafa Hoca göreve gelir gelmez bir hayır çarşısı kurmuş ama içinde yok yok. Hani şu süpermarketler olur ya, aynen öyle. İhtiyaç sahibi aileler; vaizler, imamlar, müezzinler, Kur’an kursu hocaları ve cami cemaatlerinin tavsiyesi üzerine belirlenmiş. Önce ziyaret edilmiş, kalplerine dokunulmuş. İhtiyaçları tespit edilmiş. İlçenin tüm Diyanet görevlileri seferber olmuşlar bana mısın demeden. Hayır çarşısı için malzemeler tedarik edilmiş ve ya Allah denilerek hizmet başlamış. Yok yok. Etten tutun kuru gıdaya, giyim eşyalarına kadar her şey var. İkinci el falan değil hiçbir şey. Hepsi yepyeni. Kışlıklar ayrı, yazlıklar ayrı. Hatta mevsimi olmayan kıyafetler kendi atölyelerinde dikilen hurçların içinde özenlice depolanmış. Yani en modern mağazacılık teknikleri uygulanıyor.

Ben henüz iş hayatına başlamadan önce bir süre lokantalarda çalışmıştım, biraz bilirim. Son derece modern bir soğuk hava odası yapmışlar. Etler orada muhafaza ediliyor. Bir önünde ikinci bir soğuk hava deposu var soğuk zinciri korumak için. Raflar dolu. Ne arasanız bulursunuz. Meşhur üç harfli marketlerin bir tık ötesindeler. Ha, para geçmiyor. Her şey puan sistemi ile işliyor. Her aileye puan tanımlanmış, kartları var. Anneler keyifle alışveriş yapıyorlar.

Hayır çarşısına gelen anne, çocuğu yanındaysa oyun parkına bırakıyor onu. Çocuk eğlenirken alışverişini yapıyor. Sonra yan tarafta TDV Cafe’de çaylarını yudumlayıp yorgunluk atıyorlar. Kafe dediğime bakmayın, en modernlerle yarışır cinsten yani. Bir de benim en değer verdiğim kurslardan biri hemen bitişikte; dört-altı yaş Kur’an kursları var ki onlarca evladımız orada cıvıl cıvıl ders görüyorlar. İlk etapta bin aileye ulaşılmış, peyderpey ulaşılmaya çalışılıyor. "Ulaşmadığımız kimse kalmayacak!" diyor Hoca'mız laf arasında. Olsun, sadece ihtiyaç sahibi olana değil; tüm gönüllere dokunuyoruz diyor.

Mustafa Şanver Müftü'müzle dolaşırken göğsümüz kabarıyor. Neredeyse olmayan bir bütçeyle harikalar oluşturmuşlar. Hakkını vermek lazım ki başta Müftü Bey olmak üzere, Diyanet-Sen Ankara Şube Başkanı ve Hayır Çarşısı Koordinatörü İlyas Baş ve İlçe Temsilcisi Ahmet Yılmaz ve bittabi ilçede görev yapan tüm din gönüllülerinin üstün çabası var bu emekte. Emek dediğime bakmayın, emek ötesi bir çalışma aslında orada olan. Tüm Türkiye’ye örnek olabilecek ve olması gereken üstün bir çalışma. Hatta bir adım ileri gidelim kurduğumuz cümlede, belediye başkanları da gidip bu güzel ve örnek çalışmayı yerinde görsünler; muhakkak uygulamak isteyeceklerdir. 

Biz Etimesgut Müftülüğü'nde güzel bir az zaman geçirdik. Kapıları açık, güler yüzlü personelleri ile daima bekliyorlar. Allah onlardan razı olsun ki böylesi bir güzelliğe imza atmayı başarmışlar. Vesselam.