Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Filistin’de seçimlerin birkaç ay içinde yapılacağını açıklamış, Ramallah’a döndüğünde seçim sürecini başlatacağını söylemişti.

Abbas dediği gibi yaptı ve New York’tan döndükten sonra Filistin Merkez Seçim Kurulu Başkanı Hanna Nasır’ı Filistinli gruplarla seçim konusunu görüşmekle görevlendirdi.

Nahha Nasır birkaç hafta içinde Ramallah ve Gazze arasında adeta mekik dokudu.

Abbas’ın seçimlerle ilgili şartlarını başta Hamas olmak üzere Gazze’deki Filistinli gruplara iletti ve onların cevaplarını Filistin Yönetimi Başkanı’na taşıdı.

Örneğin, Hamas ve diğer gruplar başkanlık ve parlamento seçimlerinin aynı gün yapılmasını isterken Abbas önce parlamento seçimlerinin ve ardından birkaç ay sonra da başkanlık seçimlerinin yapılmasında ısrar ediyordu.

Hanna Nasır aracılığıyla yürütülen müzakereler sonunda tüm gruplar Filistin Yönetimi Başkanı’nın ileri sürdüğü şartları kabul etti.

Buna rağmen Abbas seçimler için gerekli başkanlık kararnamesini hâlâ yayınlamış değil.

Filistin Yönetimi Başkanı, seçimlerin Batı Yaka ve Gazze Şeridi’yle birlikte Kudüs’te de yapılması ve Kudüslülerin de Filistin Parlamentosu’na gönderecekleri temsilcilerini seçmeleri gerektiğini söylüyor.

Aslında bu konuda Filistinli gruplar arasında görüş ayrılığı yok.

Seçimlerin mutlaka Kudüs’te de yapılması gerektiğinde herkes hemfikir.

Geçen hafta Salı günü Ramallah’ta Fetih Hareketi Merkez Kurulu toplantısında konuşan Abbas, Kudüs’te seçim yapılmasına onay vermesi için İsrail’e başvurduklarını fakat henüz herhangi bir cevap alamadıklarını açıkladı.

Yani Filistin’de seçimlerin yapılıp yapılmaması tamamen İsrail’in keyfine kalmış durumda.

İsrail Filistinlilerin Kudüs’te seçim yapmalarına izin vermezse Batı Yaka ve Gazze Şeridi’nde de seçimler yapılmayacak.

Kudüs’ü tamamen Yahudileştirme planları yapan, başkenti ilan ettiği kenti Batı Yaka’dan ayrı tutan ve kentteki Filistinli nüfusunu azaltmaya çalışan İsrail, Kudüs’te seçim yapılmasına izin verir mi?

Bu soruya “Evet” cevabı vermek oldukça zor.

Filistin Yönetimi Başkanı BM Genel Kurulu çalışmalarına katılmak üzere New York’a gitmeden önce Hamas hariç Filistinli sekiz grubun hazırladığı bir uzlaşı planı gündemdeydi.

Hamas planı kabul ettiğini açıklamış ve Filistinli gruplar Fetih’e baskı yapmaya başlamıştı.

Abbas’ın seçim hamlesiyle söz konusu uzlaşı planı gündemden düştü.

Filistin Yönetimi Başkanı, büyük ihtimalle seçimler için ileri sürdüğü şartların Hamas tarafından reddedileceğini düşünüyordu.

Böylece hem seçimler yapılmayacak hem de Hamas’ı halk iradesinin tecellisini engellemekle suçlayacaktı.

Hamas’ın tüm şartları kabul edip “Hodri meydan” demesi işi bozdu.

Abbas’ta çare tükenmez.

Bu kez de topu İsrail’in sahasına atarak “Kudüs’te seçim yapılmasına onay” kartını ileri sürdü.

Filistin Yönetimi Başkanı istese seçim kararnamesini yayınlar ve Kudüs’te de seçimlerin yapılması için mutlaka bir formül bulunur.

Fakat gerçek şu ki, 2006’da Hamas’ın kazandığı seçimlerden sonra Filistin Parlamentosu’nu devre dışı bırakan Abbas halk iradesinin tecellisinden korkuyor.