Filistin halkının yaşadığı sıkıntıların en önemli nedenlerinden biri işgal ise diğeri Fetih ve Hamas arasındaki bölünmüşlük.

Filistin’in köklü iki hareketinden biri Batı Yaka’nın ve diğeri Gazze Şeridi’nin kontrolünü elinde tutuyor.

Bölünmüşlüğün sebebi Fetih’in 2006’da yapılan seçimi Hamas’ın kazanmasını bir türlü kabullenememesi ve Dahlan vasıtasıyla Gazze’de Hamas’a darbe yapmaya kalkışması.

Fakat aynı Dahlan bugün her iki hareket ve daha doğrusu tüm Filistin için tehlike teşkil ediyor.

İsrail’deki ABD Büyükelçisi David Friedman’ın geçenlerde Israel Hayom gazetesine söylediği gibi, Abbas’ın yerine Dahlan’ı geçirmeye yönelik çabalar var.

Söz konusu çabalar, Filistin davasını tasfiye planının bir parçası.

Türkiye, işte o kirli planın bozulması, Filistin’de birlik ve bütünlüğün sağlanması için devrede.

Fetih ve Hamas arasında uzlaşı için daha önce de birçok girişim oldu.

Ne yazık ki hiçbiri başarıya ulaşamadı.

Bugün şartlar eskisinden daha farklı.

Filistin halkını ve haklı davasını tehdit eden yakın tehlike, Filistinlilerin ne olursa olsun bir araya gelmelerini ve safları sıklaştırmalarını gerektiriyor.

Bunun farkında olan Filistinli gruplar, 3 Eylül’de Ramallah ve Beyrut’ta eş zamanlı düzenlenen liderler zirvesinde bölünmüşlük halinin sona erdirilmesi ve nispi temsil sistemine göre seçimlerin yapılması konusunda anlaştı.

Daha sonra Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Erdoğan’ı arayarak Filistinlilerin uzlaşı çabalarını desteklemesini istedi.

Pazartesi akşamı gerçekleşen telefon görüşmesinde Abbas, Cumhurbaşkanı’na Filistin’deki son gelişmeler ve Amerika’nın İsrail’le ilişkilerini normalleştirmeleri için bazı ülkelere uyguladığı baskı hakkında bilgi verdi.

Filistin davasına desteği dolayısıyla Türkiye’ye ve Erdoğan’a teşekkür eden Abbas, Filistin’de yapılacak seçimlere Türkiye’den de gözlemcilerin gönderilmesini talep etti.

Bu arada, Fetih’ten üst düzey bir heyet Türkiye’ye geldi.

Hareketin önde gelen isimlerinden Cibril er-Recûb ve Rûhî Fettûh, Hamas liderleriyle bölünmenin sona erdirilmesi ve 3 Eylül’de alınan kararların uygulanması için atılacak adımları konuşacak.

Türkiye, Filistin’de bölünmüşlük halinin sona erdirilerek birlik ve bütünlüğün sağlanması için harcanan tüm çabaları destekledi.

Hamas’a olduğu kadar Fetih’e de yakın durarak tarafsızlığını gösterdi.

Filistin davasını tasfiye planına karşı koyma mücadelesinde Filistinlilere en güçlü desteği verebilecek ülke Türkiye.

Filistinli liderler şu anki kritik süreçte Filistin’in çıkarlarını ön planda tutarak hareket ederlerse, Ankara’nın da yardımıyla uzlaşı çabaları başarıya ulaşabilir.

Filistin’de uzlaşının sağlanmasının mutlaka yan etkileri de olacaktır.

Birkaç ay önce Ankara’daki Filistin Büyükelçisi’nin “Doğu Akdeniz’de Türkiye’yle anlaşma imzalamaya hazırız” dediği öne sürülmüş fakat bu iddia kısa sürede yalanlanmıştı.

Doğu Akdeniz konusunda tarafsız olduğunu söylese de hâlihazırda Filistin’in Mısır ve Yunanistan ikilisinin pozisyonlarına daha yakın durduğunu söylemek yanlış olmaz.

Hamas’ın da katılacağı bir milli birlik hükümeti şartların değişmesine, Türkiye ve Filistin arasında her iki ülkenin de lehine olacak bir anlaşma imzalanmasına yol açabilir.