Güvenilir Ürün Zirvesi’nde Anadolu’nun doğal lezzetleri var

Güvenilir Ürün Platformu tarafından bu yıl 4’üncüsü düzenlenen “Güvenilir Ürün Zirvesi”, 1 Ekim 2025’te Crowne Plaza İstanbul Florya’da gerçekleştiriliyor. Gıda ve tarım sektörünün en prestijli buluşmalarından biri olan zirvede, doğallığı ve inovasyonu temsil eden birçok marka bir araya geliyor. Bu yıl öne çıkan katılımcılar arasında Kaya Tuzunun Pırlantası LoliTuz, “beyaz altın” olarak anılan Taşköprü Sarımsağı ve dağ incirinde inovatif yöntemleriyle dikkat çeken Nazilli Dağı yer alıyor.

LoliTuz

Kaya tuzunun pırlantası zirvede

Türkiye’nin gıda ve tarım sektöründeki en prestijli buluşmalarından biri olan Güvenilir Ürün Zirvesi, bu yıl dördüncü kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. Güvenilir Ürün Platformu tarafından 1 Ekim 2025 Çarşamba günü Crowne Plaza İstanbul Florya’da gerçekleştirilecek zirve, sektörün öncü firmalarını, yenilikçi girişimleri ve geleceğe yön veren projeleri bir araya getirecek. Bu zirvede gözler, geçen yılın ödüllü ismi LoliTuz üzerinde olacak. Kristal kaya tuzunun en saf haliyle inovatif bir sunuma dönüştürüldüğü proje, 2024 yılında “Feed the Future” yarışmasında yüzlerce başvuru arasından sıyrılarak ödüle layık görülmüştü.

Ödüllü tuz markası “LoliTuz”

Geçtiğimiz yıl, 120 kişilik uzman jüri tarafından yapılan titiz değerlendirme sonucunda “Kaya Tuzunun Pırlantası” sloganı ile öne çıkan LoliTuz, ödülünü İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Özer’in elinden almıştı. Projenin mimarı Mustafa Haliloğlu, İstanbul Aydın Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Merkezi'nde(TEKMER) geliştirdiği bu yenilikçi ürünle, 300 milyon yıllık bir mirası günümüz tüketicisine ulaştırmanın gururunu yaşıyor. Haliloğlu’nun vurguladığı en önemli noktalardan biri, LoliTuz’un rafine edilmemiş, katkısız ve doğrudan tüketime uygun olması. Çankırı’da Hititlerden bu yana 5 bin yıldır işletilen kaya tuzu madenlerinden çıkarılan tuzların en saf ve kristalleşmiş halinden üretilen LoliTuz'lar, “doğallığın ve sağlığın simgesi” olarak görülüyor.

Bu yılın heyecanı

2025 Zirvesi yaklaşırken, LoliTuz’un yeniden sahneye çıkacak olması merakla bekleniyor. Geçen yıl elde edilen başarının ardından bu yılki katılım, projelerin başarısını da ortaya koyuyor. Feed the Future logosunu ambalaj ve reklamlarında bir yıl boyunca kullanma hakkını elde eden LoliTuz, güvenilir ürün anlayışının sahadaki en güçlü temsilcilerinden biri haline geldi.

Bir tuzdan fazlası

LoliTuz, damak tadına hitap eden bir ürün olmasının yansıra sağlık, kültür ve inovasyonun kesişim noktası. Bu yılki zirvede de aynı ilgiyle karşılanması beklenen LoliTuz, kesinlikle bir başarı hikâyesi ve aynı zamanda doğallığın, güvenilirliğin ve yeniliğin birleştiği bir sembol olarak dikkat çekiyor ve “Üretimin devamlılığı ile geleceği besleyelim” mottosunun en güçlü örneğini oluşturuyor.

Nazilli Dağı

Doğallığın öncüsü “Nazilli Dağı”

Kuru incirin inovatif yolculuğu

Doğallığın ve bereketin simgesi Nazilli Dağı, bu yıl da adını inovatif çalışmalarıyla duyuruyor. Geçtiğimiz yıl Güvenilir Ürün Zirvesi’ne katılan marka, bu kez geliştirdiği yöntemlerle kuru dağ inciri alanında dikkat çekici bir yolculuğa adım atıyor. Bu yıl da zirve için henüz kararını vermese de kuru dağ inciri üzerine geliştirdiği yeniliklerle öne çıkmaya hazırlanıyor.

Dededen toruna üretim geleneği

Nazilli’nin Sailer köyünde 1996’da doğan Nuri Duran, ailesinden devraldığı 60 yıllık üretim geleneğini 2017’den bu yana Nazilli Dağı markasıyla sürdürüyor. Zeytin, süt ürünleri, baharatlar ve kurutmalık sebzeleri doğallığını koruyarak sunan Duran, özellikle dağ inciri ile öne çıkıyor.

Dağ incirinin gücü

İncir; bağışıklığı desteklemesi, toksinleri atması ve mineraller açısından zenginliğiyle biliniyor. Lif değeri yüksek bu meyve sindirimi kolaylaştırırken enerji kaynağı oluyor. Ancak dağ incirini eşsiz kılan, yüksek rakımlı dağlarda yağmur suyuyla büyüyen Sarılop incirlerinin, emek yoğun yöntemlerle dalında kurutularak toplanması.

Uluslararası başarılar

Nazilli Dağı incirleri, 2013’te Uluslararası Kaliteli İncir Yarışması’nda birincilik, 2014’te ikincilik aldı. 800 ağaçla üretim yapan Nuri Duran, bahçelerini traktörle değil; doğal olarak sürüp insan gücüyle çapalıyor. Bu geleneksel yöntem ürüne lezzet ve özgün bir kimlik de kazandırıyor.

Doğallıktan inovasyona

Nuri Duran, son dönemde kuru dağ incirinde inovatif çalışmalara odaklanıyor. Dalında kuruyan incirlerin daha hijyenik ve verimli işlenmesi, kurutma sürecine modern desteklerin eklenmesi ve ürünlerin farklı formlara dönüştürülmesi üzerinde çalışıyor. Böylece dağ inciri bir kuru meyve olmasının yanında sağlıklı atıştırmalık ve katma değerli ürünler için ilham kaynağı oluyor. Nazilli Dağı iyi bir üretici firma olmasıyla birlikte doğal lezzetleri geleceğe taşıyan bir vizyona sahip. Dağların bereketini tüketicilere sunarken, geçmişin emeğini modern yöntemlerle harmanlayan bu girişim, zirvede bir kez daha fark yaratacak.

Taşköprü Sarımsak

Taşköprü’nün beyaz altını zirvede

Kastamonu’nun bereketli topraklarından dünyaya uzanan bir lezzet var: Taşköprü Sarımsağı. Bölge halkının “beyaz altın” diye tabir ettiği bu kıymetli ürün, mutfakların vazgeçilmezi ve aynı zamanda emek, sabır ve doğallığın da sembolü. İşte bu eşsiz ürünü yaşatan isimlerden biri de Taşköprü’nün Uzunkavak köyünde sarımsak üreticiliği yapan Engin Uysal Bey. Her ne kadar “işletme sahibi” dense de aslında o, tarlasında alın teri dökerek ürettiği sarımsağı doğrudan sofralara ulaştıran bir çiftçi. Toptan ve perakende satış yapan Engin Bey, köyünden Türkiye’nin dört bir yanına gerçek Taşköprü Sarımsağını ulaştırmayı başarıyor.

Beyaz altının hikâyesi

Uzunkavak köyünün ismi, köydeki kavak ağaçlarından geliyor. Köy ekonomisi sarımsakla birlikte mısır, ekin, kendir ve hayvancılığa dayanıyor. Ancak Taşköprü Sarımsağı bu toprakların en büyük gururu. Bölgenin kırmızımsı toprak yapısı ve Karadeniz ikliminin sağladığı doğal denge, sarımsağa dünyada eşi benzeri bulunmayan bir kalite kazandırıyor. Köylülerin de dediği gibi: “Toprak ona bu hususiyeti kazandırıyor.” İşte bu yüzden Taşköprü Sarımsağı, rahatlıkla 9 ay boyunca bozulmadan dayanabiliyor. Bu özelliğiyle dünyada benzeri olmayan tek sarımsak olarak öne çıkıyor. Ayrıca yüksek selenyum içeren tek çeşit olduğundan, ona “doğal antibiyotik” unvanı kazandırıyor.

Gelenekten geleceğe

Taşköprü Sarımsağının yolculuğu Şubat ayında dikimle başlıyor. Mart’ta tamamlanan ekimden sonra, toprak gübrelenerek verimli hale getiriliyor. Temmuz ayından önce pazara çıkmayan sarımsak, 15-20’li bağlar halinde toprağa bırakılarak doğal şekilde kurutuluyor. Bu yöntem hem dayanıklılığı artırıyor hem de sarımsağa özgün aromasını koruma imkânı sunuyor.

Güvenilir Ürün Zirvesi’nde bir sarımsak hikayesi

Bu yıl Güvenilir Ürün Zirvesi’nde yer alacak olan Taşköprü Sarımsağı, doğal üretimin en güzel örneklerinden biri olarak sahnede olacak. Bir tarım ürünü değil, aynı zamanda kültürel bir miras olan bu sarımsak, zirvede hem üreticilerin hem de tüketicilerin ilgi odağı olmaya aday. Taşköprü Sarımsağı, yemeklere lezzet katan bir baharat olmanın yanında uzun süre dayanıklılığıyla, sağlığa faydalarıyla ve üretimindeki titizlikle Anadolu’nun değerli hazinelerinden biri. Engin Bey gibi üreticiler sayesinde bu gelenek yaşatılıyor, sofralara güven ve doğallık katılıyor.

Özetle,

Zirvede Taşköprü Sarımsak, Loli Tuz ve Nazilli Dağ gibi üreticileri görmek, Anadolu’nun özünden gelen değerlere tanıklık etmek demek.