Cezaevinde bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile yine Gezi olaylarının finansörü ve organizatörü Anadolu Kültür Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, Nobel Barış Ödülü’ne aday olarak önerilmiş.

Önerinin kaynağı, İsveç Sosyal Demokratlar Partisi Milletvekili Thomas Hammarberg. Hammarberg, Selahattin Demirtaş’ı Nobel Barış Ödülü’ne aday olarak önermiş.

Cemil Meriç’in söylemiyle; “Dinsizlik, Batı’nın yükselen sınıfları için ne kadar hayırlıysa, bizim için o kadar meşumdur; onlar için ilerleyiş, bizim için çözülüş ifade eder.” Yani Türkiye, emperyalist Batılılar’ın gözünde her zaman Osmanlı’nın devamı olarak görülür, bu nedenle ülkemize karşı halen Haçlı savaşı zihniyeti devam eder.

İslam ile yükselen bir kimliğe sahip Türk milletinin değerlerini kaybetmesi, yurdunun yıkılması, bölünmesi, parçalanması, bir türlü bitmeyen Haçlı zihniyetinin geçmişte olduğu gibi günümüzde de bir numaralı gayesidir.

Bu gayeye ulaşma peşindeki Batı, Türkiye’yi iç karışıklığa sürükleyecek senaryolar yazar ve oynarken, en büyük yardımcıları, içimizdeki “ihanet odakları” olmuştur. Vatanına ihanet yolunu seçenler, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu günden bugüne kadar da hiç eksilmemiştir.

40 yılı aşkın süredir bu millete ihanet eden, yuları emperyalist Batılı ülkelerin elinde olan etnik ayrılıkçı PKK’nın elebaşının, “En güzel projem” dediği HDP’li birinin Nobel Barış Ödülü’ne aday olarak gösterilmesi, bu açıdan şaşırtıcı olmasa gerek. Türkiye’nin gelişmesini, milletinin huzur ve refah ortamında yaşamasını engellemek için çaba sarf eden terör örgütü PKK ile onun siyasi uzantısı, demek ki bu ülkeye ihanetlerinin meyvesini toplamış oluyorlar.

PKK, Irak ve Suriye’de demografik yapıyı değiştirme planları yaparken; Türkiye’nin başarılı müdahalesi sonrası HDP, “Kobani’de katliam yapılıyor” spekülasyonu ile Doğu ve Güneydoğu kentlerini terörize etti. O dönem HDP’nin başında olan Selahattin Demirtaş, teröristleri sokağa çağırarak 6-7 Ekim 2014’teki olayları başlattı. Demirtaş’ın baş sorumlusu olduğu bu olaylarda 50’den fazla masum insan şehit oldu. Bunların arasında Diyarbakır’da 3 arkadaşıyla birlikte vahşice şehit edilen Yasin Börü de bulunuyordu.

Cinayetlerden yargılanması gereken Demirtaş’ı emperyalistler ise sadece adı “Barış” olan bir ödüle aday gösteriyor. Cemil Meriç’in “Avrupalı dostlar lütufkârdır. Karşılık olarak biraz ihanet istiyorlardı sadece” teşhisine göre, Demirtaş gereken ihaneti göstermiş ve bu adaylığı ile mükafatını almıştır. Arakan ve Suriye’de Müslümanları katleden Su Çi ile Obama’ya verildiği gibi.

Kurban eti dağıtırken arkadaşlarıyla beraber, başta Yasin Börü olmak üzere onlarca masum insanın katledilmesinden birinci derece sorumlu olan Demirtaş’a verilecek ödül, Nobel Barış Ödülü değil, olsa olsa “İhanet Ödülü” olur.