Özür dilerim Bella

Ben biraz erken öldüm galiba

Zamansız oldu biliyorum

Üç vakte kadar diyordu

baktırdığın fallar

Ben de şiir yazmıştım sana

Ha üç dakika ha üç yıl

Birazdan ölürüz diye

Özür dilerim Bella

Ben biraz erken öldüm

İnce

Zarif

Dehşetli

Ve zalim parmaklarından

Telefonlara dökülen

acımasız kelimeler

Kuduz bir köpeğin

Salyalı iniltilerini

Taşırken kabuslarıma

Korkunç güzel parmakların

Döşümde dirilen

Dönen

Ve tekrar dönen

Fırdönen

Bıçaklardan farksız

Kanırta kanırta

Çıldırta çıldırta

Öldürdü işte

Söyle korkmasın çocuklar

Şakacıktan yapıyor şair

Şaka de, ne olur

Biliyorum Bella

Yaralıydın

Yaralı bir serçe gibi

kıvranırken

Sana şefkatini uzatan

Bir şahini parçalayabileceğini

Kim aklına getirebilirdi ki

Şairin dediği gibi

Her ölüm

Erken ölümmüş be gülüm

Şimdi kocaman soruları

var hayatın

Sorulardan yanan bir adam

Cehennemde çekilen son sinema

Baktırdığın son fal bu

Serçelere verdiğin son su

Çoktan kırıldı be gülüm

Şarkılardan yorulmuş

Yaşlı adamın tahta radyosu

Sana kızmıyorum yine de

Giydiği bütün gömlekleri

Gökyüzü sanan

O çocuğun mezar taşına

“hiç acımadı ki” yazdırıp

İsmini bir karanfil gibi bırakıyorum

Ve ince

Ve zarif

Ve dehşetli parmaklarını

öpüyorum yine de

Bir zehri emer gibi kanından

Sen ölme diye

Sen iyi ol diye

Ölüler sevse de belli etmez

Ölümün yüzü soğuktur

sevilmez Bella

İster dua et, ister ıslık çal

Ama ne olur biraz daha

yanımda kal

Yüzümde senden kalan

Bir gülücük kırığı var

Gözyaşlarımdan

görünmeyen bir umut

Şarkılardan kaçan bir nota

Yüzünde melek

Arkamda şeytan

Yazılmamış bir roman

Var

Var

Var

Ben yaşamasam da

Senin yaşayacağın

Yarım kalmış ne çok şey var