Konvansiyonel finansın ağlarını her geçen gün büyüttüğü günümüz dünyasında inananların inandığı gibi finansman elde etmeleri de neredeyse zor bir hal alır durumdadır.
Aslında inananların inandığı gibi (burada inanlardan kastımız Müslümanlar) bir finansal ortamda ticaret yapmaları, yatırım yapmaları ve üretim yapmaları için katılım finansın üzerine son derece büyük görevler düşmektedir.
Bir kere şunu en başta söylemek gereklidir ki; katılım finansın içerisinde yer alan kurumların her birinin birincil amacı kâr elde etmek değil Müslümanlara konvansiyonel finansın sunmadığı İslami finansal araçları sunmalarıdır.
Bunu yaptıktan sonra mevcudiyetlerini devam ettirebilmeleri için bir kârlılık amacı olabilir ama öncelikli amacı Müslümanların bu faiz düzeni içerisinde rahatça yol alabilmelerinin önünü açmaktır.
Bu amaç içinde en önce yapılması gerekenlerden bir tanesi de katılım bankalarının müşterilerine konvansiyonel finansın müşterilerine sundukları finansman araçlarının dışında tamamen İslami olan araçları sunmaları gerekmektedir.
Evet katılım bankaları sadece konvansiyonel bankaların sunduğu araçları sunmuyor onun dışında da İslami araçlar sunuyor ama bunların sayısı ve hacmi maalesef yeterli sayıda bir o kadar da yeterli oranda değil.
Ayrıca bu yetersiz oranın dışında farklı araçların bulunarak inandığı gibi yatırım yapmak veya finansman ortaya koymak için katılım bankalarıyla çalışan müşterilerin elleri güçlendirilmelidir.
Farklılık ortaya konuldukça ülkemizde katılım bankalarının toplam bankacılık içerisindeki payının hızlanarak artacağına olan inancım tamdır.
Diğer taraftan piyasada özellikle iş dünyasının çektiği sıkıntıları yakından bilerek ortaya konulacak olan finansman modelleriyle konvansiyonel bankaların etkisini kırmakta bir bakıma yine katılım bankalarının elindedir.
Yani kârlılıktan öte iş dünyasına yardımcı olmayı ilk hedef olarak koymayı başarabilirse katılım bankalarımız bunun karşılığını da aldıkları risk karşılığında alacaklarından en ufak bir şüphem yoktur.
Çünkü orada aslında bir anlamda Allah’ın emrettiği bir yardımı yerine getirerek hem rahat bir finansman modeli sunuyorlar hem de bu finansman modeli ile işin manevi boyutunda dua alıyorlar diye düşünüyorum.
Farklı araçlar öylesine düşünülmeli ki hem insanları hem şirketleri hem de kurumları cezbeder nitelikte olmalıdır.
Bu araçların cezbeden yönlerini de bulacak olan katılım bankalarının Ar-Ge ekiplerinden başkaları değildir. Bu ekiplerde öylesine yetenekli arkadaşlar var ki bu arkadaşların bu türde yeni ve inovatif finansal araçlar bulmaları işten bile değildir.
Mutlaka katılım bankaları bu araçlar üzerinde devamlı surette çalışıyorlar ve yeni araçlar da buluyorlar ama inanın bunlar yeterli olmamakla birlikte konvansiyonel bankaların etkinliklerini kırıcı nitelikte de değiller.
Tüm bunların yanında bir başka düşüncemde şudur ki; faizlerin son derece yüksek olduğu içerisinden geçtiğimiz şu periyotta faizsizlik prensibiyle yaptıkları işlerden dolayı bereketleri katbekat artacaktır.
Çünkü niyet hayır akıbet hayırdır prensibiyle yola çıkan ne insan ne şirket ve ne de kurum asla ama asla yolda kalmaz.
Bu yolda karşılık beklemeden hareket eden her iş Allah’ın yardımıyla bereketlenmeye devam edecektir.