Suriye’de Dürzi azınlığa mensup bir grubun İsrail’in desteğiyle kalkıştığı isyan girişimi güvenlik güçleri tarafından bastırıldı.

Şam kırsalındaki Cermana ve Eşrefiye Sahnaya beldelerinde isyancılarla güvenlik güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandı.

İsrail ordusu da “Dürzileri koruma” bahanesiyle Şam’a hava saldırısı düzenledi.

İsyan girişiminin ardında devrik rejim yanlısı ve İsrail hesabına çalışan iş birlikçi Dürzi din adamı Hikmet el-Hecri’nin olduğu sır değil.

Şam’daki yeni yönetimi tanımayı reddeden ve güvenlik güçlerini “tekfirci çeteler” olarak niteleyen el-Hecri, önceki gün bir bildiri yayınlayarak Aleviler gibi Dürzilerin de katliama maruz kaldıklarını öne sürerek uluslararası toplumdan “Suriye’ye müdahale etmesini” istedi.

Hikmet el-Hecri’nin yapmaya çalıştığı şey rejim kalıntılarının bir süre önce sahil bölgesinde denedikleri provokasyonun yeni bir versiyonu.

Bütün amaç, Sünni çoğunluğu tahrik edip olayların kontrolden çıkmasını sağlamak ve yabancı ülkelerin Suriye’ye müdahalesine zemin hazırlamak.

Bu nedenle Batı’ya servis edilen haberlerde bire bin katılıyor ve Hristiyan azınlığın da tehlikede olduğu öne sürülüyor.

Ancak uluslararası toplum Suriye’de istikrardan yana ve herkes olan bitenin farkında.

İsrail ise Suriye’nin güçlenmesinden korkuyor ve karmaşa içinde zayıf bir ülke olarak kalmasını istiyor.

Değilse planlarını hayata geçirmek için piyon olarak kullanmaya çalıştığı Aleviler, Dürziler ve Kürtler umurunda bile değil.

Dürzilerin önemli bir kısmı Ahmed eş-Şara liderliğindeki yönetimden rahatsız değil.

Onlar da Baas rejimi kalıntılarının ve İsrail yanlılarının hedefindeler.

Güvenlik güçlerinin isyanı bastırıp Sahnaya’da kontrolü sağlamasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Belediye Başkanı Hüsam Verur ve oğlu, kimliği belirsiz kişiler tarafından öldürüldü.

Ardından da sosyal medyada “cinayetten Colani’nin sorumlu olduğu” iddiası dolaşıma sokuldu.

Provokasyonun en önemli ayağı, tarafları birbirine karşı kışkırtan asılsız haberler.

Bu nedenle Suriye Başmüftüsü Üsame er-Rufai, her bir Suriyelinin kanının haram olduğunu belirterek Suriyelileri intikam çağrılarına kulak vermemeleri yönünde uyardı ve düşmanın yakmaya çalıştığı fitne ateşine odun atılmamasını istedi.

Gerçeği söylemek gerekirse, devrim yanlıları Baas diktatörlüğünden kurtardıkları ülkelerine kurulan tuzağın farkındalar ve o tuzağa düşmemek için azami gayret sarf ediyorlar.

Azınlıklara yönelik herhangi bir baskı yok.

Şayet azınlıklara baskı olsaydı Hristiyanların ve İsmaililerin yaşadıkları bölgelerde de huzursuzluklar görülürdü.

Suriye’yi kaosa sürüklemek isteyen kirli ellere Ankara’dan da uyarı geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in saldırılarını “Suriye’deki yeni yönetim ile başlayan olumlu iklimi baltalama girişimi” olarak niteledi ve Suriye’yi yeni bir istikrarsızlık bataklığına sürükleyecek her türlü girişime karşı Türkiye’nin tepkisini “çeşitli şekillerde” göstereceğini söyledi.

Suriye’de isyan girişimlerinin yaşanmaması için ordu ve güvenlik güçlerinin dışında kimsenin silah taşımasına izin verilmemesi, PKK/YPG/SDG’nin işgali altındaki bölgelerin bir an önce Şam’ın kontrolü altına alınması ve Türkiye’yle imzalanacak askerî anlaşmalarla İsrail’in durdurulması gerekiyor.