Libya’da Kaddafi devrildikten sonra iç savaş başlamış, bazı görüşmeler yapılsa da UMH, Birleşmiş Milletler tarafından tanınmış buna karşılık başını BAE ve Mısır’ın çektiği bir oluşum ise Halife Hafter adlı sicili darbecilikten kirli şahsı ve onun etrafında toplanma eğilimindeki guruplarla iktidarı ele geçirme peşine düşmüştü.

Libya özellikle aşiret dengeleri olan bir ülke. Aşiret devleti desek konu net olarak anlaşılabilir. Aşiretlerin kendilerini koruma refleksleriyle güçten yana durmaları ise sosyolojik bir gerçeklik.

Türkiye UMH, yani Meşru Libya hükümetinin davetiyle Ocak 2020 başında Meclis tezkeresiyle Libya’ya asker göndermeye başladı. Bu askerler çatışma değil eğitim için alanda ciddi faaliyetler gösterdiler. Öyle ki UMH’ye bağlı güçlere sağlanan ateş desteğiyle beraber başkent Trablus’un düşmekten son anda kurtarılmasıyla beraber oyunun rengi değişmiş oldu.

Bir TV kanalına röportaj veren Hafter güçlerinin sözcüsü Mismari’nin o kulakları dolduran “Bir Türk topçusu başkente girmemize engel oluyor” sunucunun tekraren tek topçu mu? Sorusuna “evet tek topçu bataryası” karşılığı vermesi dünyanın günlerce konuştuğu cümleler olarak zihinlere kazındı.

Libya meşru hükümeti ile süren görüşmeler neticesinde ülkeye verilen SİHA’lar dünyada savaşların yönünün nasıl değiştirileceğini açıkça gösteriyorlardı. Saldırgan birlikleri havadan yok eden ama hiç görünmeyen SİHA’lar tarih yazmaya başlamışlardı. Ve neticede kayıpları ve yenilgileri durdurmaya çalışan BAE ihalecisi Sisi devreye girerek Hafter ve yerel destekçisi Akile Salih’i Mısır’a çağırıp sözde ateşkes çağrısı yaptılar. Çağrıyı Fransa,

Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır desteklerken Libya Ordu Sözcüsü Albay Muhammed Kanunu bir açıklama yaparak , “Bizim savaş suçlularını (Hafter’i) televizyonda izleyecek zamanımız yok. Ordumuzun kahraman güçlerinin kaçan milislerin peşinden gidişini takip ediyoruz” dedi. Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri de katıldığı bir televizyon programında, “Hafter’in gelecek müzakerelerde yeri olmadığının” altını çizdi.

Dünya, Hafter’in güçlü bir yenilgi tattığını kabul etmiş durumda. Sadece alanda alabilecekleri bazı imtiyazlar için çırpınıp duranlar var. Bu savaşın kaybedeni perde arkasından dünyanın elindeki silahları toplayıp çatışmalı bölgelere dağıtma görevlisi BAE, yerel işbirlikçi Mısır Diktatörü Sisi, Hava savunma sistemleri SİHA’lar karşısında çuvallayan Rusya ve tabii ki her şeyin perde arkası aktörü Fransa olarak tarihe geçmiş durumda.

Savaşın kazananı İHA’lar ve SİHA’larla savaş tarihini yeniden yazmaya aday Türkiye ve Türkiye’ye her alanda destek sunan Katar olarak tescillenmek üzere. Lakin unutulmaması gerek en önemli şey Libya bir aşiretler koalisyonu, yenilmiş olsalar dahi aşiretlerin gönlü alınarak Libya’nın imarı ve geleceğinin onların olduğu vurgusu ön plana çıkarılmalıdır. Türkiye sömürgeci değil barış getirendir. Barış dünyanın geleceğini şekillendirecektir.

Allah idarecilerinin emrindeki ordumuza yenilgi tattırmasın.