İslami Direniş Hareketi “Hamas” yönetiminin Suriye rejimiyle ilişkilerini normalleştirme kararı aldığı haberi Arap sokağında tartışmalara yol açtı.

Başta Suriyeli muhalifler olmak üzere bölgede İran’ın ve Tahran’a bağlı örgütlerin zulmünden muzdarip kesimler karara çok büyük tepki gösterdi.

Hamas liderlerinin Kasım Süleymani’yi öven açıklamaları yeniden hatırlandı.

Karara tepki gösterenlerin bir kısmı Hamas’ın artık tanıdıkları o eski hareket olmadığını, Şeyh Ahmed Yasin’den sonra değiştiğini ve bugün tamamen İran yanlılarının kontrolü altına girdiğini söylerken bir kısmı da hareketin Suriye rejimiyle yeniden yakınlaşma adımının çaresizliğin sonucu olduğu görüşünde.

Arap Baharı sürecinde Hamas’ın Baas rejiminden değil Suriye halkından ve devriminden yana tavır aldığı, o tavrı dolayısıyla bedel ödediği inkar edilemez bir gerçek.

Halid Meşal başta olmak üzere Hamas liderlerinin Suriye’den ayrılmak zorunda kalmaları o bedelin bir parçası.

Hamas üyesi Filistinliler Suriye devrimine bizzat katılarak rejime karşı savaştı ve muhaliflere askeri eğitim desteği verdi.

Her ne kadar Hamas tarafından reddedilse de “Eknâfu Beyti’l-Makdis Tugayları” adlı grubun harekete bağlı olduğu ve talimatlarını uyguladığı biliniyor.

“Haklı davamızda bize yardım edenlere haksızlıkta destek olmayız” ilkesiyle hareket eden Hamas liderlerinin Suriye devrimi lehine yaptıkları açıklamalar ve devrimcilerin bayrağıyla verdikleri pozlar arşivde duruyor.

Fakat İsmail Heniyye’nin Kahire’de el-Ezher minberinden Suriye devrimini selamladığı o günlerden bu yana çok şey değişti.

Mısır’da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Sudan’da Ömer el-Beşir askeri darbelerle devrildi.

Arap Baharı devrimleri ne yazık ki başarısız oldu.

Hareketin Körfez ülkeleriyle ilişkileri bozuldu ve Suudi Arabistan’daki temsilcisi tutuklandı.

Bu arada para kaynakları da ciddi şekilde azaldı.

Körfez ülkelerinin zengin işadamlarından ve o ülkelerde çalışan Filistinlilerden gelen yardımlar büyük ölçüde kesildi.

İslam ülkelerinin her biri kendi sorunlarıyla meşgul olduğu için Filistin davasına destek azaldı ve Arap ülkeleri İsrail’le ilişkilerini normalleştirmek için adeta birbirleriyle yarışmaya başladı.

Hamas’ın Suriye rejimiyle barışma adımı işte böyle bir ortamda geldi.

Bununla birlikte, birçok gözlemciye göre liderlerinin oy birliğiyle aldıkları kararın harekete kaybettireceği kazandıracağından daha çok olacak.

Çünkü bugüne kadar dışarıdan aldığı destekle bir şekilde ayakta kalabilse de Suriye rejiminin akıbeti meçhul.

Gerekçe olarak ne gösterirse göstersin, Hamas’ın Suriye rejimine yaklaşma konusunda kendini savunması zor.

Dolayısıyla, İran’la ilişkileri sebebiyle zaten eleştirilen Hamas’a Arap halklarının sempatisi iyice azalacak.

Hamas, İran’a daha çok yaklaşacak ve önümüzdeki günlerde Suriye rejimine de birtakım tavizler vermek zorunda kalacak.

Hareketin bu duruma düşmesinde Hamas’a ihtiyaç duyduğu desteği vermeyen Arap ülkelerinin de rolü olduğu kesin.

İsrail’le ilişkilerini geliştirme yarışına giren o ülkelerin Hamas’ın İran’a yakınlaşmasından rahatsız olduğu söylenemez.

Bilakis hem İsrail hem de o ülkeler kendilerine “Filistin direnişini şeytanlaştırma fırsatı veren” bu durumdan memnuniyet duyacaklar.