"Yüz yıl önceydi. Bu toprakları yönetenler gaflet, delalet -ki doğrusu dalalet olacak- ve hatta hıyanet içindeydi. Gençleri, kadınları, geleceği hiç düşünmediler. Sadece ve sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar.”

Tunç Soyer böyle söyledi, 9 Eylül İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşu için yaptığı konuşmasında. Tam da böyle söyledi.

İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer...

Kimdir, nedir, necidir, hangi toprakta yetişmiş hangi kovuktan çıkmıştır bilmiyorum. Açıkçası bunu araştırmak için harcayacak zamanım da yok. O konularla ilgilenenler elbette aslen kim olduğunu, kimin elinden tuttuğunu, kime selam durduğunu falan söylerler.

Peki bu ve bunun gibi adamların Osmanlı’yla derdi ne? Yani İzmir’in kurtuluşunu kutlayacağın bir törende Yunanlıların mağlup edilmesinden, kuyruklarını kıstırıp da çekip gitmelerinden, daha doğrusu gönderilmelerinden hâlen daha rahatsız olan bu adamlar kim? Ve bunlar bu oldukları yerlere nasıl geldiler?

Yunanistan bir taraftan devamlı sinirlerimizle oynamaya çalışıp da “küçük enişte” kıvamında ve içimizdeki çocuklarıyla hareketler yaparken bir taraftan “bir gece ansızın gelebiliriz” deyip de “höt” desek ödleri patlayacak kadarken Yunan’a denize döküldüğü yerden yani İzmir’den selam çakmak neden ve niye?

Elbette ki bu soruların cevabı belli. Söylemeye gerek yok savaş esnasında düşman saflarına geçip de ihanet eden asker ne ise bu da tam o yoldan yürüyor. Ve açıkçası biz bunların ne olduğunu zaten çoktandır biliyor ve görüyoruz.

Osmanlı asırlarca İslam medeniyetini dünyanın dört bucağına yaymak için her şeyinden vazgeçti. “Saraylarındaki saltanat” diye bir taraflarını parçalayanlar kadar saltanatları yoktu aslında. Ama dünyaya diz çöktürüp bütün zalimlere korku saldılar. Zira nerede zulüm varsa oradaydılar.

Bu bir korkunun dışa vurumu aslında. Osmanlı yeniden dirilecek diye köpek gibi korkuyorlar ve hem kendileri dışarıdan ve hem de içimizdeki “evlatlarının” dillerinden bu korkularını meydana döküyorlar.

Bence cümle tam şöyle;

“Tunç Soyer gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde. Yok yok bu gaflet ya da dalalet değil apaçık hıyanet içinde.

Ve bence yeniden denize dökülecek Yunanlılar var hâlâ

Bitmemişler yani, gitmemişler…