Elinize geçen eski bir kitabı okumaya çalıştığınızda sorunla karşılaşmazsınız. Muhtemelen ilk günkü gibi okuma deneyimi yaşatır size. Kâğıda basılı kitap, kalıcı hasar görmemişse, sorunsuz iş görür.

Peki elektronik kitapta durum nedir? E-kitapların, her zaman sorunsuz çalışacağı gibi yaygın bir kanaate sahibiz. Basılı kitaplar içinse tam tersi, yıpranma riski olduğu fikri yerleşmiştir zihnimize.

Bu yaygın kanaatin aksine, satın aldığınız bir e-kitabı yıllar sonra okumak istediğinizde bunu çoğunlukla başaramazsınız. Çünkü e-kitap formatları değişmiş, sahip olduğunuz e-kitap okuyucu yetersiz hâle gelmiştir, gelişen teknoloji karşısında.

E-kitabı hangi platformdan satın aldıysanız, o platformdan okumak zorunda kalırsınız. Başka bir e-kitap platformuna geçtiğinizde, e-kitapların şifreleme teknolojileri platformdan platforma farklılık gösterdiğinden, daha önce parasını ödediğiniz kitabı yeniden satın almanız bile gerekebilir.

E-kitapların farklı formatlarda oluşu, erişim açısından dezavantaj oluşturur. Arşivleme, gerektiğinde hızlı şekilde ulaşma, önemli bir sorun olarak karşınıza çıkar. Şifreleme teknolojileri işi daha da çıkmaza sokar.

Glyn Moody, Walled Culture adlı kitabında, yayıncıların kârlarını artırmak için e-kitapları basılı kitaplardan daha az kullanışlı hâle getirmeyi tercih ettiğini savunuyor. Brewster Kahle de “Elektronik kitaplar, basılı kitaplardan daha hızlı eskir” diyerek bu görüşü destekliyor.

Yeni optik karakter tanıma, metin anlama ve yeni analiz teknolojileri ortaya çıktıkça, e-kitapları yeni formatlara çevirme ve arşivleme ihtiyacı doğar, kolay erişilebilir olması açısından. Yeni teknolojilere geçiş içinse yeni telif anlaşması gerekir genellikle.

Yeni teknolojilere adaptasyon için devasa bir elektronik kütüphane arşivini yeniden elden geçirmek ve formatları yeniden uyarlamak aylar, belki de yıllar alan bir süreç gerektirir. Hem donanım hem yazılım hem de iş gücü maliyeti ortaya çıkar.

E-kitapların saklandıkları dijital ortam da gelişen teknolojilere göre değişir. Manyetik bantlardan sabit sürücülere, ardından SSD'lere kadar gelişen teknolojide depolama araçlarını sürekli yenilemek gerekir.

Özetle e-kitap arşivlerini güncel teknolojilere uyarlamazsanız, gelişen teknolojiler karşısında büyük bölümü erişilemez hâle gelir. Tüm bu saydığım nedenlerle, e-kitaplar çoğu zaman basılı kitaplardan daha pahalıya gelebiliyor.

Dijital arşivleri saklamak ve her an erişilebilir tutmak zorlu bir çaba gerektiriyor. Bu veriler üzerinde kısıtlı hak sahibi olunduğundan, yeni formatlara çevrilmesi ve yeni veri tabanlarına aktarılması, Dijital Haklar Yönetimi (DRM) gibi telif süreçleriyle tekrar tekrar yüz yüze gelinmesi tartışma doğuruyor.

Baştan bu yana sıraladığım sorunlar, sadece e-kitap için değil, satın aldığımız müzik, video film ve video oyunlar için de geçerli. Çözüm ne, derseniz; çözüm, insanlığın dijital mirasının her zaman erişilebilir olacağı şekilde yasal düzenlemeler yapılmasından geçiyor.