Türkiye’yi karıştırmak ve içeride kendi sorunlarıyla meşgul etmek için daha önce Türk-Kürt, Sünni-Alevi gibi birçok fay hattı tetiklenmeye çalışıldı.

Söz konusu çabalar nihai amacına ulaşamasa da ülkemize epey zaman ve enerji kaybettirdi.

Son dönemde üzerine oynanan ve tetiklenmeye çalışılan fay hattı ise genelde Arap ve özelde Suriyeli düşmanlığı.

Yine başaramayacaklar fakat yürütülen kampanyanın hâlihazırda bile verdiği zarar oldukça ciddi.

Önüne geçilmezse -Allah korusun- daha da büyüyecek.

Suriyeliler ve diğer Araplar konusunda Türkiye’ye saldırı tek yönden gelmiyor.

Türkiye’yi güvenliğin yok olduğu bir ülke gibi gösterebilmek için hem içeriden hem de dışarıdan yapılan saldırılar birbirini besliyor.

Birileri Suriye rejimi ve müttefiklerinin katliamlarından canlarını kurtarmak için kaçıp ülkemize sığınan garibanları hedef alırken diğerleri asılsız haberlerle karşı saldırıda bulunuyor.

Örneğin, geçenlerde Suriyeli öldürmeyi teşvik için Türkçe internet sitesi açıldığını ve Suriyeli öldürene ödül verildiğini iddia eden bir görsel, sosyal medyada dolaşıma sokuldu.

Söz konusu görselde erkek, kadın, çocuk ve hatta kesilecek organlar için ayrı para ödülleri ilan edilmiş, ödemelerin bitcoin ile yapılacağı belirtilmişti.

Bir başka sosyal medya hesabında da para karşılığında Suriyeli öldürmeyi teşvik eden ve Arap sokağında “Türkiye’deki Arap düşmanlığının ulaştığı boyutun kanıtı” olarak propagandası yapılan sitenin sahiplerinin İstanbul’da yaşayan bir bilgi teknolojisi uzmanı ve arkadaşı olduğu öne sürüldü.

İsimlerinin, adreslerinin ve fotoğraflarının deşifre edildiği söylendi.

Türkiye dışında birileri katliam çağrısında bulunan söz konusu kişilere ulaşmışsa MİT’in o sitenin arkasında kimlerin olduğunu bilmemesi düşünülemez.

Bu noktadan hareketle insanlarda “Türkiye’de hükûmet ırkçılığa, mülteci ve Arap düşmanlığına karşı somut adımlar atmıyor” kanaati oluşmaya başlıyor.

Gaziantep Valiliği, “sosyal medya üzerinden ülkemizdeki yabancı uyruklu şahıslara yönelik provokasyon amacıyla afişli paylaşım yapan şahsın yakalandığını” açıkladı.

Açıklamada ayrıca şüphelinin de yabancı uyruklu olduğu belirtildi.

O görseli dolaşıma sokanın hangi istihbarat örgütü hesabına çalıştığı, sorgusunda mutlaka ortaya çıkar.

Sorun şu ki, Suriyelilere yönelik şiddet olaylarıyla ilgili haberlerin -maalesef- hepsi asılsız değil ve o gerçek haberler, kasıtlı olarak dolaşıma sokulan asılsız iddiaların da gerçekmiş gibi algılanmasını sağlıyor.

Ayrıca, söz konusu şiddet olaylarına ve provokasyonlara karışanlara verilen cezalar caydırıcı olmalı ve kamuoyuna daha yüksek sesle duyurulmalı.

Sokak röportajında Suriyeli olduğunu, ayda 25 bin TL kazandığını ve vergi ödemediğini söyleyerek “Asgari ücretliler ölsün” diyen Urfalı gencin hırsızlık yaparken yakalandığı ve gözaltına alındığı haberi medyaya yansıdı.

Oysa para karşılığı yaptığını itiraf ettiği provokasyon, hırsızlıktan çok daha tehlikeli bir suç.

Hırsızlık yaparken yakalanmasaydı özgürce aramızda dolaşıyor olacaktı.

O gence para verip konuşturanlara ceza verildiğine dair herhangi bir bilgi yok.

Dışarıdan gelen saldırılara ve karalama kampanyalarına karşı koyabilmek için içerideki provokatörleri hak ettikleri şekilde cezalandırmalıyız.