Irak’ın Basra kentindeki Büyük Faw Limanı’ndan başlayarak Türkiye sınırına ulaşması planlanan “Kalkınma Yolu” ya da diğer ismiyle “Kuru Kanal” projesi, mart ayında Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin Türkiye’yi ziyareti sırasında Ankara ve Bağdat arasında imzalanan Ankara Deklarasyonu’yla kayıt altına alındı.

Proje, tamamlandığında dünya ticaret güzergâhlarına yeni bir alternatif teşkil edecek ve Hint Okyanusu’ndan deniz yoluyla Basra Körfezi’ne gelen mallar Türkiye üzerinden hem Akdeniz’e hem de kara ve demir yollarıyla Avrupa’ya ulaştırılacak.

Asya’dan Avrupa’ya ticari yüklerin Basra Körfezi’ndeki Büyük Faw Limanı ve Kuru Kanal üzerinden taşınması süresinin Süveyş Kanalı üzerinden taşınma süresine kıyasla 15 gün daha az olacağı ifade ediliyor.

Yaklaşık 22 milyar dolara mal olması beklenen projenin inşasında Türk şirketleri de önemli rol üstlenecek.

“Yeni İpek Yolu” olarak nitelenen 1200 kilometrelik projenin hayata geçmesi sadece Irak ve Türkiye’nin değil bölgenin ve dünya ticaretinin de yararına olacak.

Türkiye ve Irak ilişkilerini bir üst seviyeye çıkaracak projeden rahatsız olan İran, hem Büyük Faw Limanı’nın önemini azaltarak Kuru Kanal’ı kendi çıkarlarına hizmet eder hâle getirecek hem de Basra Körfezi’nden Akdeniz’e ve Avrupa’ya ulaşmak için Türkiye’yi saf dışı bırakan bir rota oluşturacak alternatif projeyi hızlandırdı.

Cumartesi günü Irak Başbakanı Es-Sudani ve İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Muhbir’in katıldığı törenle Şalemçeh-Basra demir yolu inşasının temeli atıldı.

Muhbir, “stratejik” olarak nitelediği projenin Orta Doğu ticaretinde dönüşüme yol açacağını ve dünyanın doğusunda yer alan ülkelerin bu güzergâh aracılığıyla Akdeniz ülkeleriyle ulaşım sağlayabileceklerini söyledi.

İran Ulaştırma ve Şehircilik Bakanı Mehrdad Bezrpaş da projenin bir buçuk ila iki yıl içinde tamamlanacağını, demir yolunun Suriye üzerinden Akdeniz’e ulaşması için Şam’la anlaşma sağlandığını ifade etti.

Projenin hayata geçmesiyle Büyük Faw Limanı önemini kaybedecek ve Çin’den İran limanlarına gelen mallar demir yoluyla Basra’ya ve oradan da Suriye limanlarına ulaştırılacak.

Şalemçeh’den Basra’ya taşınan mallar, Kuru Kanal ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya gönderilse bile henüz yapım aşamasındaki Büyük Faw Limanı devreden çıkarıldığı için Irak sadece “transit ülke” konumuna düşecek.

Kalkınma Yolu / Kuru Kanal Projesi’nin bir şekilde engellenmesi hâlinde İran-Irak-Suriye rotası alternatifsiz kalacak.

Lübnan’a da bağlanması beklenen proje aynı zamanda “Şii Hilali” ülkelerini birbirine bağlamış olacak.

Zengezur Koridoru’na şiddetle karşı çıkan ve İran topraklarından geçen başka bir koridor öneren Tahran’ın, Türkiye’nin içinde yer aldığı ticaret güzergâhlarına alternatif projeler sunması yeni bir olay değil.

Kalkınma Yolu / Kuru Kanal Projesi’nin olduğu gibi İran’ın bir an önce hayata geçirmek istediği projenin önünde de - Suriye’deki istikrarsızlık gibi - birtakım engeller var.

Öte yandan Basra’yı Türkiye sınırına bağlayacak proje, İran’ın alternatif projesinden daha avantajlı ve Irak için çok daha kârlı olsa da Tahran’ın Kalkınma Yolu / Kuru Kanal Projesi’ni Bağdat üzerindeki nüfuzunu ve Şii milisleri kullanarak engelleme ihtimali söz konusu.