Bak şimdi…

Dr. Ali Edizer, Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki Başhekim Yardımcılığı görevinden alınmış.

Kadrosu Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin görüş ve tavsiyeleriyle Ankara Güdül Devlet Hastanesi’ne gönderilmiş.

Bak şimdi…

Ardından da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın talimatlarıyla doktorluk görevinden el çektirilmiş. Açığa alınmış. Bazı haberlerde doktorluk mesleğinin sonlandırıldığı da iddia ediliyor.

Bu 657 Devlet Memurları Kanunu’na göre hemen olabilecek bir şey değil. Hakkında, bağlı olduğu sağlık il müdürlüğünün talebi ve valilik oluruyla idari soruşturma başlatılır, soruşturmanın selameti bakımından gerek görülürse açığa alınır.

Öyle olmuş…

Adli soruşturmanın sonuca göre gerek görülürse hakkında dava açılır. Mahkeme Edizer’in doktorluk yapıp yapamayacağı hususunda bilirkişi olarak Yüksek Sağlık Şurası’ndan görüş alır. Şuranın görüşüne göre mesleğini yapıp yapamayacağına karar verilir.

Bak şimdi…

Terör örgütü PYD/YPG’nin sözde üst düzey yöneticisine Barış, Dostluk ve Demokrasi ödülü veren Türk Tabipler Birliği de Dr. Ali Edizer’in meslekten atılmasından yana tavır koymuş; “Bu şekilde tutum alanların var olan görevlerinin iptali yetmez, başka bir kamusal alanda görevlendirilmesi de engellenmelidir” şeklinde bir açıklama yapmış.

Beni Tabipler odasının görüşleri ilgilendirmez. Çünkü Tabipler odası benim nazarımda bir meslek kuruluşu olmaktan çok uzak siyasi bir örgütlenmedir.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle hem fikirim; Yaşa dışı terör öğütlerine verdiği desteklerden dolayı kapatılması gereken bir yapı, “Korona virüsü kadar tehlikeli” siyasi bir örgütlenmedir Tabipler Odası.

Beni asıl ilgilendiren bu olayda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görüşleri olacaktır. İş idari soruşturmadan sonra adli soruşturmaya gelir de şayet mahkeme, Ali Edizer hakkında Tabipler Odası’nın talep ve tavsiyesi doğrultusunda ‘başka bir kamusal alanda görevlendirilmesinin de engellenmesi’ için Yüksek Sağlık Şurası’nın görüşüne başvuracak olursa, Yüksek Sağlık Şurası’nın da Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan görüş alması gerekmektedir. Almalıdır…

Çünkü Edizer’in meslekten atılmasına sebep olacak olan açıklamaları, meslek ile tıp ile doktorluk ile alakalı değil, tamamen dini görüşlerinden mütevellittir.

Bu yüzden Diyanet İşleri Başkanlığı, ‘amasız’, ‘fakatsız’ ve ‘lâkinsiz’ cümlelerle İslâm’ın çok eşliliğe ruhsat verip vermediğini açıklamalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görüşü ‘Evet, İslâm çok eşliliğe ruhsat veriyor’ olursa doktor haklı, “Medeni kanunla mücadele ediyoruz…” Yok, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görüşü, “Hayır canım, olur mu öyle şey, İslâm çok eşliliğe ruhsat vermez…” olursa;

“Atın beni mor kuşaklı bir takaya götürün, iri gözlerimde keder kılıcımda hüzün….”