Seçim kampanyası süresi boyunca karşı tarafın her türden paylaşımı önüme geldi.

Bilmediğim, tanımadığım, adı sanı Obama’nın sosyal medya ekibinin seçimlere müdahale etmek, seçmenin kafasını karıştırmak üzere Türkiye’de çalışmaya başladığı haberleriyle kamuoyuna akseden Conlar, Coniler, Simonlar, Rubinler her gün, her Allah’ın günü tek tek hesabıma düştüler.

Ben kendi paylaşımlarımı takipçilerime ulaştıramazken zât-ı muhteremler zeytinyağı misali sürekli hep en önde, en üstteydiler.

Zuckerberg’in Facebooku, “Nefret söylemi topluluk standardını ihlal eden içerikler...” kuralını bahane ederek, seçim günü yaklaştıkça işi iyice zıvanadan çıkardı;

“Kamu işçilerine yüzde 45 zam yapıldı, en düşük işçi maaşı 15 bin liraya yükseldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaklaşık 700 bin kamu işçisini ilgilendiren zam oranını açıkladı.” haber paylaşımıma, “Gönderin nefret söylemiyle ilgili topluluk standartlarımızı ihlal ediyor… Hata yaptığımızı düşünüyorsan kararımıza katılmadığını bildirebilirsin.” ifadelerini ekleyerek kaldırıldığını bildirdi.  

Facebook, kısıtlamalarını seçime üç beş gün kala iyice arttırdı.

Paylaşımlarımı 5 bin kişilik arkadaş listeme dahi gösteremez oldum.

Elon Musk’ın Twitterı, video paylaşmama kafasına göre farklı farklı sınırlamalar getirdi.

Paylaşımlarımı filtreleyerek takipçilerimin, takip ettiklerimin görmesini engelledi.

Coniler, Simonlar, Rubinler her gün, her Allah’ın günü önüme düştüler. 

Zât-ı muhteremler zeytinyağı misali sürekli hep en önde, en üstteydiler.

Güya Twitter’da, ‘Sana Özel' akışı düzenlemesi sonrası yerli ve millî içeriklerin perdelenerek, terör yanlısı hesapların ön plana çıkarılmasını engelleyecek algoritma değişikliği yapılacaktı.

Güya Elon Musk, algoritmalarda hile olduğunu itiraf ederek, yeni düzenlemeler içerisinde olduklarını kaydetmiş, 31 Mart'ta tweet önermede kullanılan kodları açacaklarını, algoritmalarının aşırı derece karmaşık olduğunu vurgulayarak sorunları düzelteceklerini belirtmişti.

Olmadı bahis mevzusu düzenlemeler…

Sosyal medyadan her gün gol yedik…

Yediğimiz goller, ‘Kurt kışı geçirir, yediği ayazı unutmaz.’ kıssasından hissemize düşeni yerine getirmemiz gerektiğini ihtar ediyor bizlere.

Sosyal medya dediğimiz nihayetinde irili ufaklı şirketler…

Bazıları Amerika seçimlerinde Donald Trump’ın paylaşımlarını engellemiş, sosyal medya hesaplarını askıya almışlardı.

Trump’a sansür uygulayanlar, Türkiye’de seçimlere müdahale etmek üzere neler neler yapmazlar…

Küresel sosyal medya ağlarını, küreselci grupların elinden kurtaracak alternatif fikir, düşünce, proje geliştirilebilir mi?

Yerli sosyal medya mümkün olabilir mi?

Dünyanın aklıselim liderleri, aklı başında kurumları, kuruluşları, şirketleri, sivil toplum platformları; makul, güvenli, sansürsüz, ahlaklı sosyal medya projesi etrafında birleşebilir mi?

Merak ediyorum önümüzdeki günlerde, yıllarda, Türkiye Yüzyılı’nda yani temiz, engelsiz, makbul sosyal medya çalışmalarına yoğunlaşılması gerektiğinin farkında olan var mı?