CHP’nin son seçimlerdeki Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, bir süredir beklenen istifasını dün yaptığı basın toplantısıyla duyurdu.

İnce’nin yaptığı açıklamalar, bir önceki yazımın devamı gibiydi.

Malum, Türkiye muhalefeti için artık milli ve yerli tavır vaktinin çoktan gelip geçtiğini ifade etmiştim.

Terör örgütlerinden ve uzantılarından medet uman, liyakatsiz mezhepçi kadrolaşma ile belediye yönetmeye çalışan, yalandan, algı operasyonlarından beslenen, seçmenini kandıran mevcut CHP zihniyetinin ve bu zihniyete yamanarak iktidar yolu arayan muhalefet anlayışının sonuna gelindiğini İnce’nin açıklamaları bir kez daha teyit etmiş oldu.

İnce’nin zehir zemberek sözleri, Kılıçdaroğlu’na Cumhurbaşkanı Erdoğan ile karşılaştığında yaşadığı ruh halinin benzerini yaşattı. İnce’nin açıklamalarını dinlerken o meşhur fotoğraf karesindeki yüz halinin aynen tekrar ettiğini tahmin etmek zor değil.

İnce, genel başkanlık yolundaki girişimlerini alicengiz oyunlarıyla devre dışı bırakan Kılıçdaroğlu’na “Parti içi demokrasiyi yok edip ülkeye demokrasi vaat edersen kimse sana inanmaz.” diyerek tarihi bir ayar vererek gitti.

CHP’nin terör örgütleriyle kol kola yürüdüğü hakikatini İnce bir kez daha Cumhurbaşkanı adayı olduğu CHP’nin yüzüne yüzüne vurdu. “Sahte CHP’li olanlarla yolumu ayırıyorum. FETÖ’cüleri, Sorosçuları koruyanlarla yolumu ayırıyorum.” diyen İnce’nin bu ifadeleri, Kılıçdaroğlu’nun algı operasyonlarını ve yalana dayalı siyaset anlayışını besleyen FETÖ terör örgütüyle işbirliği de yine İnce tarafından bir kez daha doğrulanmış oldu.

İnce; CHP medyasına “ ABD Boğaziçi Üniversitesi’ne el koyabilir” başlığı attıracak kadar alenileşen ABD taşeronluğuna soyunan yıkıcı muhalefet anlayışını, Biden’ın ‘Erdoğan’a karşı muhalefeti destekleyeceğiz’ açıklamasına gıkını bile çıkaramayan mandacı zihniyeti “ABD’den demokrasi dilenenlerle yolumu ayırıyorum.” sözleriyle de yerin dibine geçirdi.

İnce, “Mavi Vatan’ı kavrayamayanlarla yolumu ayırıyorum. Türkiye maalesef Azerbaycan’a yardım etti” diyenlerle yolumu ayırıyorum.” sözleriyle de milli konularda dahi ülkesinin yanında olamayan CHP ve ortaklarının yıkıcı muhalefetini buruşturup çöpe attı.

İnce ilerleyen aylarda kuracağı partiyle seçmenin karşısına çıkacak. CHP tabanının İnce’nin bu söylemlerine nasıl bir tepki vereceğini önümüzdeki seçimlerde hep birlikte göreceğiz.

Açıkçası İzmir’de her yağmur sonrası lağım suları eşliğinde yaşamak zorunda kalmalarına rağmen 35 yıldır CHP tarafından yönetilmekten vazgeçmeyen CHP seçmeninin ideolojik tercihlerini bir kenara bırakıp İnce’ye kulak vereceğinden yana çok umutlu değilim. Fakat, İnce’nin açıklamalarının seçmendeki karşılığı ne olursa olsun, tarihe kayıt olarak düşülmesini önemli görüyorum.

Türkiye; CHP içindeki taciz ve tecavüzlere ses çıkaramazken israfı önlemeye yönelik bir belgeseli dahi çarpıtıp ‘çöpten yemek yemeyi öğretiyorlar’ algısından medet umacak kadar bayağılaşan bir ana muhalefet partisine rağmen yoluna devam edecek.

Türkiye aleyhine çalışanlar, ABD ve terör örgütleriyle iş tutanlar, mandacılığa öykünenler, içlerindeki başörtüsü nefretine rağmen Erdoğan’ı yenebilmek için ikiyüzlülükten medet umanlar, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da tarihin çöplüğünde yerlerini alacaklar.

Gençler, bu ülkede CHP zihniyetinin karşılığının çöp olduğunu bilmez. Ümraniye’de 39 insanın canına mal olan çöplük patlaması, 2002’de CHP’den milletvekili yapılan SHP’li Belediye Başkanı Nurettin Sözen’in eseridir.

O patlamada cesetlerine ulaşılamayan 12 insanın ailesinin, çocuklarının, anne babalarının gidip ziyaret edebileceği bir mezarları dahi olmadı.

İnce, dün mevcut CHP zihniyetini o çöplüğe bir kez daha gömdü.