Sınavlar ülkesinin çocukları her yıl farklı sorunlarla sınanmaktadır. Hafta sonu yaklaşık 2 milyon öğrenci YKS stresi yaşadı. Öğrenciler bir yıllık çalışmalarının sonuçlarını almayı, hayallerin peşinden gitmeyi ve hayatlarının standardını belirlemeyi umdular hafta sonu yapılan yüksek öğretime geçiş sınavında.

Genç nüfusun yoğun olduğu Türkiye’de sıralama sınavları yapılmaktadır. LGS, YKS, ALES, TUS gibi sınavlar öğrencileri yarıştırmaktadır. Bu sınavların çocuklar ve gençler üzerinde nasıl bir etki bıraktığı araştırmalara konu olmuş, her sınavın sonunda çok az bir grubun memnunlar grubunu oluşturduğu gözlemlenmiştir. Sınavların ardında milyonlarca mutsuz ve huzursuz bireyin olduğu da bir gerçektir.

LGS sonrasında özellikle matematik sorularının 13 yaşındaki çocuklara ve onların özgüvenlerine vurulmuş bir darbe olduğu bizzat matematik öğretmenleri tarafından ifade edilmişti. Hafta sonu yapılan YKS’de yine matematik rüzgârı esti. Fakat bu rüzgâr, adayları serinleten bir rüzgâr değil, bilakis onların hayallerini yerle bir eden fırtınaydı adeta.

Matematik elbette önemli bir ders, kişinin bilgi ve birikimini ölçen bir alan. Fakat gelinen noktada matematik, çocuklara ve gençlere öğrenilmiş çaresizlik algısını pompalayan bir terbiye aracı haline getirilmiştir. Çok iyi liselerin derece bekleyen öğrencileri bile matematik testinde çok fazla soruyu boş bırakmak zorunda kaldılar.

Acaba soruyu hazırlayanların bireysel bir tasarrufu mu bu durum, Milli Eğitim Bakanlığı bu konuyu bilinçli olarak mı toplumun önüne getirmektedir. Bir devlet politikası mıdır zor matematik sorularını sormak. Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk eğitimcileri bilgilendirmeli. Öğretmenler elindeki insan malzemesi ile onlara sorulan sorular arasında bir uyumsuzluk görmekte.

Bu durum öğrencilerde matematik dersine karşı bir ön yargı oluşturacaktır. “Çalışsam da olmuyor” duygusu çocukların zorluklarla mücadele etmesinin önünde bir bahane olacaktır. Özellikle çoklu akademik ve kültür eğitiminde matematik lehine bir oransızlık yaşanacaktır. Zor sorular sorarak sınav öğrencisine siz matematik yönlendirmesi yapmış oluyorsunuz, çocukların ve gençlerin kitap okuması, spor yapması ve diğer sanatsal ve kültürel
çalışmalarla karakter gelişimini sağlamasını bir anlamda engellemiş oluyorsunuz.

Okullarda 15 civarındaki dersin içerisinde sadece matematik vurgusu yaparak diğer derslerin önemsiz olduğu algısına sebep oluyorsunuz. Bu kadar zor soru sormakla özellikle kırsal kesimlerde okullarında ücretli öğretmenlerle ders işlemeye çalışan öğrencileri sistemin dışına atmış oluyorsunuz. Cem Karaca’nın ifadesiyle “İşçisin sen işçi kal” mı demek istiyorsunuz?

Özel ders furyasının şimdiden başladığını ifade etmek yanlış olmaz. Çünkü matematik zor soruluyor ve tüm sınavlarda soru sayısı bakımında çok etkili bir ders. Sınavlara hazırlık kurslarında bir sayısal öğrencisine 8 saat matematik, 1 saat Türkçe dersi konmasının altında bu gibi sebeplerin olduğu ifade edilebilir.

Sınavlarla ilgili idarecilerin bakışı şu şekildedir: Bir derste sınıfın yarısı zayıf not alıyorsa bu ölçme değerlendirme yanlıştır. Şimdi merak ediyor tüm eğitimciler; acaba LGS’de matematik ortalaması kaç net olacak? Yine YKS’ye giren öğrencilerin matematik ortalaması 40 soruda kaç net olacak? Hatta sayısal alan öğrencilerinin matematik netleri üzerinden de gidilebilir.