Yerel seçimler yaklaşıyor, adaylar bir bir açıklanıyor, siyasetin kendi kuralları içerisinde mücadele yöntemleri devreye alınıyor. Aday adayları, aday olabilmek için uzun süre kulis dâhil birçok çalışmaya imza attı. Belediye başkan adayı olarak belirlenen adaylar artık rakipleri ile mücadeleye başladılar.

Biz işin siyasi tarafından ziyade yerel yönetimlerin eğitim, kültür, sanat çalışmaları cihetine bakıyoruz.

Belediye başkanları, Danıştay ve İçişleri Bakanlığı denetiminde faaliyet yürütmektedir. Fakat belediyeler, birçok iş ve işlemi kendi meclislerinin aldığı kararlar doğrultusunda gerçekleştirmektedir. Bu yönüyle her belediye kendi içinde bağımsız hareket edebilme serbestisine sahiptir.

Belediyeler, yönettikleri yerleşim merkezlerinin altyapı ve üstyapı çalışmalarını yapmakla yükümlüdürler. Belediyecilik denince akla ilk olarak yol, su, kanalizasyon, çöp toplama, park, bahçe gibi çalışma alanları gelmektedir. 2000’li yıllardan sonra kentleşmenin de neticesinde belediyeciliğin ilgi alanına eğitim çalışmaları, kurslar, konserler, kütüphane ve okul inşası, meslek kursları gibi konular da girdi.

Artık bir belediye başkanı seçmenlere vaatlerini sıralarken yol yapmayı, asfalt dökmeyi, çöp toplamayı ön plana çıkarmıyor, çıkaramıyor. Zira bu sayılan hizmetler belediyeciliğin varoluş sebepleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır.

O hâlde belediyeciliğin fark oluşturan hizmetleri şehrin yaşamına, kültürüne, sanatına, eğlencesine, inançlarına, eğitimine dokunan hizmetleridir. Bir belediye başkanı, yönettiği yerleşim merkezinin eğitiminden muaf tutulamaz; belediye başkanı insanların sosyal ihtiyaçlarına cevap vermekten kaçınamaz. Belediyeler artık yaygın eğitim kurumları arasında yer almaktadır. Her belediyenin meslek edindirme kursları açması, el becerilerini geliştirici modern ve geleneksel zanaat alanlarına eğilmeleri gerekmektedir.

Belediye başkanlarına çağrımız şudur: Siyasi rekabetinizi insanların yaşamlarına dokunan projelerle kazanabilirsiniz. Şehrinizin sanatına açılımlar planlamanız, çocuklara eğitici oyun alanları oluşturmanız, gençlere sinema ve konser gibi etkinlikler planlamanız, yaşlılara vakit geçirecekleri sohbet mekânları yapmanız, ev hanımlarına çeşitli sosyal ve mesleki önerilerde bulunmanız size yarışınızda katkı sağlayacaktır.

Özellikle taşrada yer alan belediye başkanlarının sorumlulukları çok daha fazladır. Zira merkezden uzaktaki yerleşim yerlerinin sosyal ihtiyaçlarını karşılayacakları imkânları çok daha azdır. Buradaki öğrenciler isteseler de sinemaya, müzeye gidemezler; yetişkin insanlar konsere, konferansa kolay ulaşamazlar.

Seçmenler belediye başkanlarını seçerken mutlaka şehrin yaşam renkliliğini sağlayacak, eğitimine yön verecek, kültürüne katkı sunacak projeleri dikkate almalıdır. İnsanların cenazelerinin kaldırılması, düğünlerinin şehrin geleneklerine göre yapılması, bayramlarının ve sosyal hayatının nitelikli olması yolların mükemmelliği, suyun kalitesi, çöplerin zamanında toplanması altyapının sağlıklı işlemesi kadar önemlidir.

Belediye başkan adayları da projelerinin bir tarafına çocukların oyun alanlarını, öğrencilerin kütüphane ve okul gereksinimlerini, gençlerin sosyal vakit geçirme ihtiyaçlarını, ailelerin birlikte etkinlik yapma taleplerini koymalıdır.

Kısaca belediye başkanları insan hayatının fiziki ve sosyal ihtiyaçlarını birlikte ele almalı; yaşama, insan dair projeler geliştirmelidir.