Kudüs üzerine çok şey yazıldı, çizildi. Biraz bekledim açıkçası kim ne diyecek diye. Birinin bir şey demesi beni ilgilendirmeli mi? Evet… Meselemiz ortak bir mesele ise ilgilendirmeli. Böyle de olmalı zaten. Geneli ABD Başkanı Trump’a öfkelenmeler, İsrail’e kızmalar vs…

Önemli olan iki noktaya değinmek istiyorum bu hafta. Birincisi: İstanbul’da Olağanüstü bir şekilde toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) toplantısında konuşan Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın, “İsrail bir işgal ve terör devletidir’’ demeci. Bu demeçle birlikte herkes umarım şunu görmüştür; ben ümmetin lideri Recep Tayyip Erdoğan derken, Recep Tayyip Erdoğan bu ümmete Allah’ın bir lütfudur derken benimle dalga geçenler özellikle de Odatv, ne abartmışım ne de işkembe-i kübra’dan sallamışım değil mi? Bunu başka bir İslam ülkesi liderinden duydunuz mu? Hayır…

Büyük İsrail uğruna; Saddam’ı götürdüler, Irak’ı böldüler, Kaddafi’yi linç ettirip, Libya’yı dağıttılar, Suriye’yi yerle bir ettiler, Mısır’a kendi uşaklarını yerleştirdiler, Suud’u köleleştirdiler. Yalnız hesap etmedikleri bir şey vardı. Erdoğan diye biri çıktı, Payitaht İstanbul’da Kudüs’ü Filistin’in başkenti ilan etti, planları altüst etti. Elhamdülillah.

Şimdi gelelim ikinci önemli meselemize. Öncelikle Filistin lideri Mahmud Abbas. Hani İsrail Cumhurbaşkanı Perez’in cenaze töreninde gözyaşı döken Mahmud Abbas. Erem Şentürk Abi diyor ya; “Abbas’ı Filistinli çocuklar için ağlarken görmemiştik” diye. Kudüs uğruna canından vazgeçen gençler için tekraren Sayın Abbas’ı yine sahalarda göremiyoruz. Ne diyor şair: “Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum, kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum.’’ Filistinli gençler seni arkalarında, cenaze törenlerinde görmek istiyor Sayın Abbas.

Suud yönetimi için sadece şunu demek yeterli olacaktır: Bir tarafta Kudüs gibi önemli bir mesele de olağanüstü toplanan İİT toplantısına katılmayan İslam ülkesi Suudi Arabistan’a bir tarafta 15 saatlik yoldan kalkıp gelen Venezuela Devlet Başkanı sosyalist Maduro. Allah, Maduro’yu dinimize kazandırsın, Suud ailesini de aramızdan alsın. Başka ne diyelim…

Türkiye başkanlığında gerçekleşen İİT toplantısıyla bir kez daha görmüş olduk ki Türkiye İslam’ın bir ormanı olmaktan çıkıp artık İslam’ın milli bir parkı haline gelmiştir. İsmet Özel’in deyimiyle: “Orman değiliz artık milli parkız.”