Belçika sokaklarında iki gündür PKK militanları, Türklere ve Türklere ait iş yerlerine, sivil toplum kuruluşlarına, camilere saldırıyor; yakıp yıkıyor, terör estiriyor.

Bu saldırılar sırasında onlarca Türk vatandaşı da ciddi bir şekilde yaralandı. PKK militanları Belçika sokaklarında âdeta Türk avına çıkmış durumda.

Belçika’daki PKK’lılar yetmemiş gibi bir de Avrupa’nın farklı ülkelerinden binlerce PKK militanının, örgütün verdiği talimat doğrultusunda organize bir şekilde Belçika’ya taşındığını görüyoruz.

Bütün olup bitenleri bir çırpıda kontrol altına alabilecek olan Belçika makamlarının ise olup biteni zayıf müdahaleler yaparak uzaktan izlediğini görüyoruz.

Olaylar nevruz bahanesiyle PKK’lıların, PKK flamaları ve Abdullah Öcalan posterleri eşliğinde Türk mahallelerine girmeleri ile başlıyor.

Avrupa Birliği ve Belçika tarafından terör örgütü olarak tanımlanan PKK’nın flamalarının ve terör örgütü liderinin posterlerinin Avrupa Birliği’nin başkentinde bu kadar rahat bir şekilde kullanılıyor olmasının izah edilebilir bir tarafı yok ve bu durum, terörle mücadele konusunda apaçık bir çifte standarda işaret ediyor.

Zira ne DEAŞ ne de El Kaide terör örgütü militanlarının benzer bir eylemi Avrupa’nın herhangi bir şehrinde yapması düşünülemez bile.

Açık konuşalım ki bugün birçok Avrupa ülkesi PKK’yı terör örgütü olarak tanımlasa bile PKK’nın, ülkesindeki propaganda yapma, militan devşirme, kara para aklama; tehdit, şantaj ve gönüllü yollardan sözde vergi toplama gibi faaliyetlerine göz yummakta.

Avrupa’da birçok siyasi parti, entelektüel ve akademisyen PKK’yı meşrulaştırmak için sistematik bir çaba içerisinde.

İşte Belçika’da olup bitenlerin temelinde bu politika yatmakta. PKK militanları ve PKK’nın Avrupa’daki yöneticileri, bu politikadan cesaret alarak bugün Belçika sokaklarında âdeta terör estiriyorlar ve Türk avına çıkmış durumdalar.

Avrupa’daki PKK’lıların aynı zamanda DEM Parti ve PKK’yı Türkiye’de meşrulaştırmaya çalışan çevrelerden de cesaret aldıklarını bir kenara not edelim.

Bu azgınlığın ve gözü dönmüşlüğün temelinde içerideki ve dışarıdaki bu normalleştirme çabaları yatıyor.